Perşembe, Kasım 21, 2024
More

    Bebek Tyrannosaurus Rex kucağınıza alıp sevmek isteyeceğiniz kadar şirindi

    Jurassic Park’taki kovalama sahnesi ile 80 ile 90’lar kuşağının hafızalarımıza kazınan Tyrannosaurus Rex’in (T-rex), bebekliğinde tam tersi bir görüntüye sahip olduğu anlaşıldı. Yumurtadan yeni çıkmış bir T-rex çok sıska bir hindi ile aynı boyutlardaydı ve kolları vücutlarına göre fazlasıyla ufak kalıyordu. T-rex’lerin dev cüsselerine rağmen çok küçük olan kollarının da ayrı bir özellikleri olduğunu biliyoruz.

    Bebek T-rex’i şirin, küçük bir hindiye benzeten özelliği ise yumuşak, ince tüylerle kaplı olmasıydı. Tüyler, T-rex’in hazırlanan en son ve modern canlandırmasına göre yetişkinliğine kadar üzerinde kalıyordu. Yani, bugüne dek tüysüz bildiğimiz T-rex’in aslında kuyruğu ve kafasında tüyler vardı (biraz punk modeli).

    T-rex’in en yeni modeli, 11 Mart’ta açılan New York Amerikan Doğal Tarih Müzesi’nde (AMNH) sergileniyor. Bilim insanları, T-rex ve yakın akrabalarına ait yakın geçmişte birçok bilinmeyenin ortaya çıkarıldığını belirtti. Hatta, sergide henüz 2000’li yıllarda keşfedilmiş birçok türe yer verildi.

    İlk tiranozorlar yaklaşık 167 milyon yıl önce ortaya çıktı. Bu dönem, T.rex’in Kretase dönemindeki hakimiyetinden 100 milyon yıl öncesine rastlıyor. İlk tiranozor türleri T-rex’e kıyasla daha uzun kollara sahipti. Ayrıca daha ufak kalan cüsseleriyle daha süratli koşabiliyorlardı. Aslına bakılırsa, T-rex çok devasa bir dinozor değildi. Ancak küçük bir hindi boyutundan devasa bir noktaya gelmesi dinozorların gösterdiği gelişimi anlamak adına kayda değer.

    20 yaşında gelen tamamen erişkin bir T-rex, kalçasına kadar yaklaşık 3.6 ile 3.9 metre boyunda oluyordu. Burnundan kuyruğuna olan genişliği ise 12 ile 13 metre arasında değişiyordu. Ağırlığı ise 6 ile 9 ton (5,500-8,000 kilogram) arasında değişiyordu.

    T-rex Jurassic Park’taki kadar hızlı koşamıyordu

    En atletik dizozorlardan biriydi

    T-rex, bebekliğinden itibaren gelişim gösterdiği 13 yıl boyunca her gün yaklaşık 3 kilo alıyordu. Serginin kuratörü Mark Norell, her ne kadar T-rex’lerin çok küçük kolları olduğunu kabul etsek de bugüne kadar bulunan fosillerde çok az ön uzuvlar bulunduğunu belirtti. Paleontologların keşfettiği en son fosillere dayanan modeller ise T-rex’in kollarını daha da küçültmüş durumda. Ancak bu T-rex’lerin kollarını hiç kullanmadığı anlamına gelmiyor.

    Sergide görev alan yazar Martin Schwabacher, “Kolları kesinlikle hassas değildi, kemikleri çok kuvvetleri ve eklemleri harketliydi. Aynı zamanda çok da kaslıydılar” ifadesini kullandı. Yumurtadan çıktıklarında kolları vücutlarına göre daha orantılı oluyordu. Bu da genç T-rex’lerin avlarını yakaladıklarında elleriyle tutup yedikleri anlamına geliyor olabilir.

    Korkutucu sona yaklaşan av, T-rex onu yere devirdikten sonra devin pençeleri ve çenesi ile parçalanıyordu. T-rex’in ısırığının yaklaşık 34,500 Newton kuvvet ortaya çıkardığı tahmin ediliyor. Bu kuvvet, yaşayan ve yaşamış canlılar arasında bilinen en güçlü ısırıklardan biri. Haliyle. T-rex avını parçalamak için pençelerine pek ihtiyaç duymuyordu.

    Dahası, T-rex kurbanının kemikleri patlayana kadar kafasıyla korkunç bir basınç uyguluyordu.

    Eğer yolunuz New York Doğal Tarih Müzesi’ne düşerse “The Ultimate Predator” sergisi 9 Ağustos 2020’ye kadar devam edecek.

    Daha fazla dinozor isterseniz:

    Güneş kremi kullanmamızın nedeni aç dinozorlar olabilir

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler