Yeni bir araştırmaya göre, Avrupa ve Kuzey Amerika’ya yayılan yeni koronavirüs ilk çıktığı zamanlara kıyasla mutasyon geçirerek daha bulaşıcı hale geldi.
ABD’li araştırmacılar yeni koronavirüsün neden Avrupa ve Kuzey Amerika’da çok hızlı yayıldığını açıklamaya çalışan yeni bir araştırma sundu. Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’ndaki biyologlar, pandeminin yayıldığı süreçte SARS-CoV-2 kapan hastalardan topladıkları virüs parçacıklarının genetik dizinlerini inceledi. Analizlerde, virüsün hücrelere girmesini sağlayan proteinde 14 farklı değişim tespit edildi.
Araştırmacıların sunduğu en can alıcı sonuç, D614G adı verilen mutasyon. İlk D614G mutasyonu 28 Ocak’ta Almanya’da tespit edilmişti. Araştırmada, D614G mutasyonuna sahip virüsün Şubat ayının başlarında Avrupa’da hızla yayıldığı anlaşıldı. Mutasyon, Wuhan’dan yayılan yeni koronavirüsün ilk halinden farklılaşarak baskın hale geldi. Kanada ve ABD’ye Mart ayında ulaşan mutasyon, ayın sonunda Kuzey Amerika’ya neredeyse tamamen yayıldı.
BioRxiv’de yayınlanan araştırmada, “D614G mutasyonunun acil dikkat gerektirdiği ve Avrupa’da Şubat ayında belirdikten sonra bulaştığı yeni bölgelerde baskın koronavirüs haline geldiği” ifade edildi.
Araştırmacılar, D614G mutasyonunun koronavirüsü daha bulaştırıcı hale getirdiğine dair delil bulunmadığını ancak bu riskin söz konusu olduğunu belirtti. Ayrıca, D614G mutasyonlu koronavirüsten etkilenen vakalar ile hastaneye kaldırılma oranı arasında da doğrudan bağlantı tespit edilmedi.
Sonuçlar ne anlama geliyor?
Bazı bilim insanları Los Alamos’tan çıkan sonuçların “çok şaşırtıcı” olduğunu düşünürken bazıları da sonuçlara temkinle yaklaşılması gerektiğini belirtti. Resmi olarak bir dergide yayınlanmadan önce inceleme sürecinde olan araştırma, bu süreçte Covid-19 üzerinde çalışmalar yapan birçok bilim insanı tarafından inceleniyor.
Araştırmada yer almayan Francis Crick Enstitüsü Viroloji Bölümü Başkanı Dr. Jonathan Soye, “SARS-CoV-2’nin grip ve HIV-1 virüslerinde görülen mutasyonları sergilediğine dair bulguların çok ilginç olduğunu” ifade etti. Soye, SARS-CoV-2’nin genetik yapısını değişik şekillerde değiştirebildiğine dair bulgular elde edilmesine rağmen söz konusu verilerin çok iyi analiz edilmesi gerektiğini belirtti. İleride yapılacak yeni çalışmalar ışığında, tespit edilen mutasyonlar aşı geliştirilme sürecinde önemli rol oynayabilir.
Texas Çocuk Hastanesi Aşı Geliştirme Merkezi’nin direktörlerinden Profesör Peter Hotez ise çalışmanın “dikkate değer” olduğunu ancak “deneylere dayanan doğrulama bulunmadan spekülasyonun ötesine geçemeyeceğini” belirtti. Ulusal Sağlık Ensitüsü direktörü Francis Collins de Washington Post’a yaptığı açıklamada, “araştırmanın sonuçlara çok hızlı ulaştığı” yorumunu yaptı.
Bu tür yorumlar, Covid-19 ölümleri 80 bini geçen ABD’nin bir mazeret bulma çabası olarak da görülmesini tetikleyebilir.