Joint Space Operations Center, dün iki uydunun Antarktika üzerinden geçerken çarpışma riski olduğu uyarısı yapmıştı. Belirtilen saati bekleyerek bu iki uydunun birbirine en yakın zamanda geçtiğini inceledik ve zamanlama doğrultusunda iki uydu birbirine çarpmayarak büyük bir kazayı atlatmış oldu.
DMSP F15 ve Meteor 1-26 uyduları tehlikeli yakın geçiş sonrası birbirinden uzaklaştı ve normal sürecine devam etti. Tanık olduğumuz o geçişi buradan kontrol ederek içimiz rahatladı diyebiliriz.
Çarpışsa ne olurdu?
Sorusunun cevabı bildiğiniz gibi bir felakete yol açabilirdi. Çünkü 800km uzaklıkta yaşanan bir olayı kontrol etmek imkânsızdır. Çarpışma sonrası 800 km altında bulunan diğer uydular için de risk barındıracak ve 100 yıllarca sorun taşıyacaktır.
“800 km’lik bir yörüngede çıkan kalıntılar genellikle uzun ömürlüdür ve onlarca yıldır yörüngede kalabilirler. Yavaş yavaş atmosfere doğru inerken, daha düşük irtifalarda uzay araçlarına zarar verebilme ihtimalleri var ve diğer uydulara yakın aktif uydu misyonlarında uzun yıllar sorunlara neden olurlar.
NOAA’nın kutup yörüngesinde uydu filosu, Savunma Meteoroloji Uydu Programı, Çin ve Brezilya tarafından işletilen CBERS Earth gözlemcileri, Rusya’nın Meteor hava uyduları ve Avrupa MetOp hava uyduları yer gözlem için özel misyonlar ile ev sahipliği yapmaktadır. Büyük bir enkaz bulutu oluşturulması bu aktif uydu programları için önemli ve uzun süreli bir etkiye sahip olabilir.”
“Küp uydular da risk oluşturabilir”
Burak Yağlıoğlu ile görüşmemizde olayı şu şekilde açıkladı.
“İtki sistemini ancak aktif bir uydu için kullanabiliriz ki, eğer itki sistemi varsa. Artık ölmüş bir uydu ya da itki sistemi olmayan bir uydu için ancak dua edebiliriz. Tabi yerden lazer tutmayı düşünen bir tayfa da var ama henüz denenmiş bir teknoloji mi emin değilim.”
Çağrı Temel: Küp uydular genelde 800km altında yerleşiyor, eğer böyle bir sorun ortaya çıkarsa bu çalışmaların durdurulma ihtimali var mı? Maliyet açısından bu çalışmalara önem verilmişti oysaki.
Burak Yağlıoğlu (Tubitak UZAY): Doğru. Küp uydular maliyet etkin ama büyük uyduyla performans yarıştırmak için planet labs örneğindeki gibi güçlerini “takım uydu” şeklinde birleştirmek zorunda kalıyorlar. Normalde bunların çalışma ömürleri az olduğu ve uzay çöpü oluşmaması için alçak irtifalar tercih ediliyor. Ya da görev sonu sürtünme artırma amaçlı de-orbit mekanizmaları olabiliyor. Ayrıca genelde uydu üreticileri tarafından derbis mitigation plan denen bir çalışma da yapılıyor. Ama bir çarpışma olursa işte bu takım uydu konusu ciddi şekilde konuşulur..
Aslında bunu düşünerek büyük bir felaket yol açar mı diye düşünmedim değil doğrusu.
Aklıma hep Gravity filminde meydana gelen bir sahne canlandı. Dünya’ya parçaların düşmesi zor gibi gözükse de birçok uyduyu imha etmiş olacaktı.