Dijital dünyanın kulları olarak şahsi bilgilerimizin güvenliğini maalesef fazlasıyla ikinci planda bırakıyoruz. Yeni ürün ve donanımlara adapte sürecini çok kısa tutsak da, her gün saatlerce kullandığımız cihaz ve uygulamaların arka planda neler çevirdiğini hiç fark etmiyoruz.
Avrupalı bir üniversite öğrencisinin çektiği kısa film, akıllı telefonlarımızın ne kadar başarılı bir casusluk aracı olarak kullanılabildiğini gözler önüne seriyor. Birkaç hafta içinde 4 milyon izlenme barajına yaklaşan kısa filmde, akıllı telefon hırsızının yaptığı her şey gün be gün ortaya çıkarılıyor.
“Ne kadar bilgiye erişebildiklerini merak ettim”
Anthony van der Meer, bir gün akıllı telefonunu çaldırıyor ve kendisine ait yığınla bilginin bir anda başkasının eline geçmesi tüylerini ürpertiyor. Farklı bir intikam planı yapan Van der Meer, bu sefer telefonunu bilerek çaldırmaya karar veriyor.
iOS’e kıyasla kullanıcının cihaz üzerinde daha fazla kontrol sahibi olduğu Android’i tercih eden Van der Meer, aldığı en yeni model HTC One’a casus yazılım yükledi. Yazılımın özelliği, telefonda gizli kalması ve kullanıcı tarafından kullanılamamasıydı. Telefonu da en son model seçerek, yazılım güncellemesi gerekmediği garantiledi. Böylece çaldırdıktan sonra casus yazılımın güncelleme sebebiyle silinme riskini ortadan kaldırdı.
Amsterdam’a geçirdiği bir günün ardından telefonu çaldıran Van der Meer, anında takibe başladı.
Konuşmalarını görüntülü izledi
Van der Meer, hırsız ne zaman Wi-Fi ile internete bağlansa telefondaki tüm bağlantıları, fotoğrafları metin mesajlarını kopyaladı. Aynı zamanda, telefona yüklü uygulamalara bile erişim sağlayabiliyordu.
Gündüzleri Amsterdam’da gezinen, kahve dükkanlarına takılan ve geceleri evsiz barınaklarında veya arkadaşlarında kalan hırsız, Van der Meer’in gözünde yalnız ve mutsuz bir adam olarak belirdi.
Van der Meer, telefondan hırsızın tüm hareketleri takip etmeye başladı. Hırsızlığın ertesi günü Fransa’ya gidip gelen hırsız, daha sonraları telefonu porno hatlarını aramak ve birçok video çekmek için kullandı. Van der Meer, hırsızın arkadaşlarıyla olan sohbetlerini takip etti.
İnternete bağlı olmadan yaşayabilir misiniz?
Van der Meer nihayetinde hırsızı yaşadığı yere kadar takip ediyor ve telefonun el değiştirdiği adresi de tespit ediyor. Yine de, SIM kart değişse bile internete bağlandığı sürece telefondaki bilgilere erişebiliyor.
Filmi izledikten sonra aklan birçok soru var. Bir tanesi, herkesin uygulama mağazasından elde edebileceği bir yazılımla neler deneyebileceği. Bir diğeri de amatör seviyede bunlar yapılabilirken istihbarat kurumlarının neler yapabildiği.
Birçoğumuz kullandığımız donanımlar hakkında aslında detaylı bilgiye sahip değiliz. Akıllı telefon kullanıcılarının birçoğu da cihazları sadece belli sayıdaki fonksiyon ve uygulamadan yararlanmak için taşıyor. Ancak teknolojiyi kesinlikle bize sağladığı fayda ile sınırlamamamız gerekiyor.
Özellikle şifresiz Wi-Fi ağlarını takip eden siber suçlular telefonunuz üzerinden alışveriş ve arama yapabilir, bitcoin işlemleri bile gerçekleştirebilir.
Her ne kadar telefonların hacklenmediğini veya tehdit içermediğini düşünen çok sayıda insan olsa da, durum tam tersi. Telefonlar hack’leniyor ve ruhunuz duymadan haftalar, belki aylarca bilgilerinizi bilmediğiniz insanlara teslim ediyorsunuz. Bu bilgiler ne mi oluyor? Birçoğu darknet’te satılıyor tabii ki.