Alarm kurmak, takvimde önemli günleri işaretlemek veya otobüs saatlerini kontrol etmek gibi işlemlerle günlük hayatımızı düzene sokan akıllı telefonlar, doğal olarak akıllı asistanlar da ilk kez karşılaştığımız cihazlar oldu. Mobil cihaz, internet ve Büyük Veri’nin hızlı gelişimi, sesli ve görsel asistan teknolojisinin de bir o kadar hızlı büyümesini sağlıyor. Apple Siri ile öne çıkan akıllı asistanlar, yakın gelecekte sadece akıllı telefonlarda değil, akıllı saatlerde, arabalarda ve evlerde kullanacağımız yardımcılarımız haline gelecek.
Akıllı asistanların ilk özelliği, mobil cihazların sunduğu ‘hayatı kolaylaştırmak’ fonksiyonunu daha da pratik hale getirmek olarak beliriyor. Kısaca, tuşlara basarak ve ekran kaydırarak yapılacak birçok işlem yerine, sesli komut ile istediğimiz hizmete erişim imkanı sunuluyor. iPhone 4S ile 2011’de sunulan Siri ile bebek adımları atmaya başlayan sesli komut özelliği, Microsoft’un Windows Phone için geliştirdiği Cortana ile belirgin bir şekilde olgunlaştığını gösterdi.
Dünya Kupası maçlarını bile doğru tahmin etti
Ses teknolojisinin en yeni ve dikkat çekici ürünü olan Cortana, mobil cihaz kullanımını fazlasıyla kolaylaştırdığı gibi Büyük Veri’yle ne kadar inanılmaz şeyler yapılabileceğinin de göstergesi. Adını Halo serisindeki bir karakterden alan Cortana, üst üste sorduğunuz birkaç sorudan anlam çıkarabiliyor, bulunduğunuz bölgede sevdiğiniz yemeği sunan restoranların listesini çıkarıyor, takviminizi istediğiniz gibi düzenliyor ve uçak modunda bile komutlarınızı takip ediyor.
Microsoft’un Bing arama motorundan verileri çeken Cortana, 2014 Dünya Kupası’nda ABD’nin Belçika’ya kaybettiği maç dahil olmak üzere altı maçın sonucunu doğru tahmin etmeyi başardı. Takımların kondisyonu, maç saatindeki hava durumu ve takımların taraftar sayıları gibi birçok veriyi arama motorundan çeken Cortana, yaptığı doğru tahminlerle yapay zekanın Büyük Veri’yle neler yapabildiğini de gözler önüne serdi.
Cortana’nın yanı sıra Windows için geliştirilen Mitini, Android için geliştirilen Skyvi ve Siri ile uyumlu Iris gibi çok sayıda ses kontrolü uygulaması geliştirildi. Üçüncü parti geliştiriciler için önemli bir alan sunan ses teknolojileri, kullanıcı sayısının da artmasıyla bir gün özel doktorunuz, sekreteriniz, aşçınız ve diyetisyeniniz haline gelebilir.
Arabalar da akıllanıyor
Apple CarPlay ve Google Android Auto gibi geliştirilme aşamasındaki arayüzler, sesli ve görsel akıllı asistanların ilk önemli örnekleri olarak belirdi. Ancak giyilebilir cihazlar ve sürücüsüz otomobillerde olduğu gibi, Apple ve Google’ın başlattığı akımları her zaman daha iyiye götüren markalar mevcut. Akıllı asistan rekbetinde bu markalara en iyi iki örnek Jaguar ve Land Rover.
İki markanın geliştirdiği ve yeni modelleriyle birlikte sunulacak Smart Assistant içeriği, yapay zekanın temel özelliğini kullanıyor: Kendi kendine öğrenme.
Kullanıcının alışkanlıkları, hava durumu ve lokasyon bilgilerini sürekli işleyen Smart Assistant, böylece sürücüyü ve çevresini tanıyor. Sürücünün mobil cihazıyla senkronize olan akıllı asistan, gün içinde sırayla gidilmesi gereken yerleri hatırlatıyor, takvimdeki bilgilere göre yolculuklar öncesi trafik durumunu gözden geçirerek sürücüyü bilgilendiriyor. Dinlediğiniz müzik veya haberleri öğrenen akıllı asistan, yolcunuzu indirmenizin ardından otomatik olarak istediğiniz kanalı veya parçayı açıyor.
Kimlik tespiti yapabilen Smart Assistant, Auto Adaptive Cruise Control adı verilen içerikle sürücünün sürüş teknikleri ve manevralarını öğreniyor, görsel ön camında trafikteki sıkışıklığı, hava durumunu ve sürücünün ortalama hızları gibi bilgileri sunuyor.
İhtiyacınızı okuyan bir beyin
Mobil cihazlar ve araba örnekleri, akıllı asistanların hayatı çok daha kolaylaştıracağını ortaya koyuyor. Ancak bu sistemleri geliştiren firmaların tek amacı, hayatı daha da kolaylaştırmanın ötesine erişiyor. Akıllı asistanlar, ne zaman neye ihtiyacınız olduğunu anlayacak bir zekaya bir erişiyor.
Uzmanlar, ses ve görsel teknolojilerde yaşanan dönüşümle, hayatlarımızın 5-10 yıl içinde belirgin bir değişim göstereceğine inanıyor. Intel’den David Ginsberg’e göre, kullanıcıların kimliğini, bulunduğu yeri ve yaptığı işlemi anlayacak olan telefonlar, biz onlara sesli komut bile vermeden bize ihtiyacımız olan şeyi sunabilecek. Mobil cihazlar 7/24 ihtiyaçlarımızı karşılamak için çalışacak ve biz uyurken beğendiğimiz bir ceketin hangi mağazada satıldığını bulacak.
Esnek ve katlanabilen ekranların sunulması, akıllı asistanların kullanımda dönüm noktası olacak. İhtiyaçlarına göre ekran büyüklüğünü ayarlayabilmek, akıllı asistan arayüzlerinin giderek daha fazla kullanılmasına, elektronik eşyalardan arabalara kadar her yüzeyde artan biyometrik okuyucular ise asistanların bizleri daha iyi tanımasına yardımcı olacak. Böylece bir gün akıllı saatiniz, gözlüğünüz veya buzdolabınız size ne konuda bir kitap okumanız gerektiğini söylerse, sakın şaşırmayın.
Biletinizi ayırtmak için bir cümle yeterli
HTC One M8’in de önemli kozlarından olan Cortana fazlsıyla dikkat çekse de, Siri ekibinden ayrılan yazılımcıların kurduğu Viv Studios, sesli akıllı asistan teknolojisini bir adım öteye taşıyor.
Firmanın geliştirdiği Viv, geliştirilme aşamasında olsa da Siri ve Cortana’dan bir gömlek üstün. Viv, ‘2 Temmuz’da San Francisco’dan Charles de Gaulle havaalanına en ucuz bileti bul ve Pazartesi günü dönüş biletini ayarla’ talimatını yerine getirebiliyor. Çöpçatanlık sitesi Match.com, her gün yapılan 50 bin eşleşmenin başarıyla sonuçlanması için Viv’i kullanmaya hazırlanıyor. Viv, ilk tanışma için restoranı bulacak, restorana gideceğiniz araç için Uber’den araç ayarlayacak ve çiçek siparişi verecek.
Akıllı asistan yarışındaki Google Now’ın yöneticilerinden Vishal Sharma, ‘sevdiği yemeğe hangi içeceğin daha iyi gideceği’ sorusuna karşılık aklındaki cevabı alınca, Viv’in başarısı karşısında ağzı açık kalmış: “Böylesini beklemiyordum… Bu tür bir teknolojinin var olduğunu görmek isterim.”
Görsel ekranlar daha etkili olacak
Akıllı asistanlar sayesinde yakın gelecekte birçoğumuzun ağzının açık kalacağı kesin. Çünkü Viv bir kenarda dursun, akıllı asistanlar bir gün IBM’in geliştirdiği ve insan beyni gibi düşünmek için programlanan True North gibi çipler kullanabilir. Saniyede 46 milyar sinaptik işlem yapan bu çip ve benzerleri, Büyük Veri’yi mikro saniyeler içinde sizin sorunuzun cevabı olarak sunabilir.
Londra’nın Goldsmiths Üniversitesi’nden Dr. Chris Brauer, ‘doğal dili analiz ederek insan zihni gibi düşünebilecek’ teknolojinin, görsel asistanları beş yıl içinde hayatın bir parçası haline getireceğine inanıyor.
Görsel asistanlar, vücut bilgilerinizin yanı sıra psikolojik durumunuzu ekranda incelemenize, yiyeceklerin içinde bulunanları görmenizi sağlayacak. İnternete açılan kapı haline gelmesi beklenen görsel asistanlar, bilgisayar ve uygulama alanındaki dönüşümü de hızlandıracak.
Akıllı asistanlar hayatı kolaylaştırırken, insanları aynı zamanda yapay zekanın çevrelediği izole bir alana koyacak. Gerçek asistanlardan uzaklaşan insanlar, yapay zekanın üstüne eklendiği bir akıl seviyesine ulaşacak. Yaşanacak değişimin getireceği yeni davranışlara alışmak belki çok kolay olmayacak ama şurası kesin ki, hayatımızı yapay zeka yönetmeye başlayacak.