Dünyanın lider Internet Değişim Noktası DE-CIX International CEO’su Ivo Ivanov’a göre, önümüzdeki beş sene içerisinde otomobiller sadece üst düzey konfor ve eğlence sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda bir ofise hatta sınıfa dönüşecekler. Ivanov, bu gelişim sürecini “hayatlarımıza giren beşinci ekran” olarak ifade ediyor.
Büyük bir şirketin filo sürücülerinden biri olduğunuzu düşünün. Zamanında ulaştırmanız gereken bir teslimat var ve trafikte sıkışmış durumdasınız. Günümüzde bu içinden çıkılması zor bir durum olarak belirebilir. Ancak birkaç yıl içinde dünya genelinde tüm otomobiller Internet Değişim Noktası (IXs) teknolojilerinin sağladığı altyapı sayesinde her türlü durumla başa çıkabilecek. Son teknoloji navigasyon sistemi sizi en optimum yol alternatifine yönlendirecek veya gerekli tüm güncellemeleri erişimimizdeki diğer filo araçlarına gönderebilecek ve yardım alabileceksiniz.
Yukarıdaki örnek, akıllı araçların gelecekte bizlere sunacağı binlerce gelişmeden sadece birini temsil ediyor. Binlerce alıcının yer aldığı bir ortamda, seyahat verisini kontrol edecek bir “Kapalı Kullanıcı Grubu” (CUG) ve her bir diğer kesişimde kurulacak mini veri merkezleri ile otomobillerin bizlere sunacağı özellikler belirgin ölçüde değişecek.
DE-CIX International CEO’su Ivo Ivanov, geleceğin akıllı araçlarını kısaca “tekerler üzerindeki akıllı bir cihaz” olarak yorumluyor. 5G dahil olmak üzere teknolojide yaşanan gelişmeler ile birlikte Ivanov, akıllı araçların hayatlarımızdaki beşinci ekrana dönüşeceğine, her türlü bilgi ve eğlenceyi sunacaklarına, nihayetinde yoldaki tecrübemizi tamamen değiştireceğine inanıyor.
Internet Değişimi (IX) teknolojisinde yaşanan gelişmeler, bu teknolojinin sunacağı fırsatlar ve karşımıza çıkacak zorluklar hakkında Ivo Ivanov’a birkaç soru sorma şansı yakaladım. Ivanov, en büyük zorluğun gerekli teknolojilerin geliştirilmesinde yattığını düşünürken, siber saldırılara karşı her türlü açığın kapatılması gerektiğini belirtti. Öte yandan, süper hızlı gerçek zamanlı bağlantı ve mimimum gecikme süreleri ile yaşam kalitemiz ciddi ölçüde artacak.
Ivo Inavov bu değişim nasıl yaşanacağını kendisine yönelttiğim sorular doğrultusunda yanıtladı:
ICT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) Otomotiv Sektörüne Nasıl Bir Etki Yapacak?
Internet Değişim Noktaları ilk olarak, otomotiv sektöründe farklı uygulamaların araçlara bulut bağlantısı söz konusu olduğunda öne çıkacak. Daha da önemlisi, araç içine ve dışına “Kapalı Kullanıcı Grubu” yaklaşımı içinde veri taşınması ana misyonu olacak. Bugün tüm otomotiv şirketlerinin arzuladığı gibi eğer araçlarında otonom sürüşün yanı sıra harika bir dijital hizmet sunmak istiyorlarsa, örneğin üst düzey eğlence sistemleri, en yüksek performans seviyesine ulaşmak zorundalar.Uygulamaların güvenilir iletimi, hiçbir aksama olmadan iletilen yüksek kalitede görüntü ve ses, şirketlerin erişmek istediği noktayı temsil ediyor. Bu sebeple bir otomobilin uygulama sağlayıcılar ile çoklu bir iç bağlantı kurmuş olması gerekiyor.
Örnek olarak Microsoft’u düşünebilirsiniz. Internet Değişim Noktası ile işbirliği yaparak, otomobil üreticileri ağı ile Microsoft Office 365 veya Microsoft Temas uygulamaları arasındaki bağlantı bozuklukları neredeyse tamamen ortadan kaldırılabilir. Internet Değişim Nokatası bu noktada erişim ağı ile otomobilin bağlı olduğu uygulama ağı arasında doğrudan bir iç bağlantı kurarak kritik bir rol üstlenir. Böylece, tamamen dijital ve ağa bağlı bir otomobilin arka koltuğunda oturan bir CEO en üst kalitede video konferans gerçekleştirebilir. Ek olarak, şoför en üst seviye navigasyon teknolojisini kullanabilir, araçtaki diğer yolcular diledikleri bilgi ve eğlence sistemlerinden yararlanabilir. Bu imkanlar tamamen performans ve gecikme süresi ile ilgilidir. Bu yüzden, Internet Değişim Noktaları otomobil şirketlerinin araçların içinde sunulan bu uygulamalara erişmesi için güvenilir, oldukça güvenli ve etkin bir teknoloji sunmaktadır.
Akıllı Otomobillerin Ofislere Dönüştüğünü Söyleyebilir Miyiz?
Bence günümüzün otomobilleri kısmen ofislere dönüştüler ve gelecekte bu dönüşüm devam edecek. Bu gelişmeye farklı bir açıdan baktığımda araçları tekerler üzerindeki akıllı cihazlar olarak görüyorum. Hem tekerler üzerindeki dijital motoru hem de bazılarının ifade ettiği gibi beşinci ekranı temsil ediyorlar. “Beşinci ekran” ifadesini kullanmamın sebebi, oturma odalarımızdaki ve ofislerimizdeki ekranların yerini doldurmaya başlamaları ve aynı zamanda veri üreten dev bir motor olmaları. Binlerce alıcı tarafından toplanan veriler sadece araç içinde kullanılmıyor, aynı zamanda aracın dışında milyarlarca dolarlık bir sektör oluşturuyor. Bu aşamada trafik idaresi, ticari sektörler, sağlık, sigorta, finans ve diğer birçok sektörü düşünebilirsiniz. Sonu gelmeyecek bir yatırımcı olarak belediyeleri düşünebilirsiniz. Şehirlerinin idaresine fazlasıyla odaklandıkları için sokaklardaki kalite durumunu bilmek isteyeceklerdir. Nelerin sokaklarda zarara neden olduğunu, bu zararın nasıl giderilebileceğini ve kalitenin nasıl artırabileceğini araştıracaklardır. Bu bilgiler günümüzde otomobiller tarafından gerçek zamanlı bilgi olarak iletilebilir.
Gelecekte Otomobiller Arasında Nasıl Bir Etkileşim Oluşacak?
Otomobiller çok güçlü bir motor ve veri pazarına dönüşecek. Üretecekleri veri gelecekte otomotiv sektörü için büyük önem taşıyacak ve gelecekteki büyümeyi temsil edecek. Motorun, iyi bir tasarımın ve fiziksel parametrelerinin yanı sıra, bir otomotiv şirketi bugün aynı zamanda bir dijital mobilite şirketini de temsil ediyor.
Şirketlerin arzusu, sürücüler ve diğer yolcular için olabilecek en iyi tecrübeyi sağlamak. Bugün tüm bu hizmetler iyi çalışmazsa sunulmak istenen tecrübe de istenen başarıya ulaşamaz. Özelleştirilmiş yarış araçları ve benzerleri dışında, bugün hayatlarımızın geri kalanında keyif aldığımız dijitalliği bizlere sunmayan otomobiller olacağını düşünemeyiz. Bunu söylerken trafik sıkışıklığından kurtulmamız için bize yol durumuna ve yoldaki unsurlara en iyi şekilde odaklanmamızı sağlayacak özelliklerden bahsediyorum. Aynı zamanda yolcular için en iyi bilgi ve eğlence sistemi de sunulmalı. Otomotiv hizmetlerinde bu amacı taşıyan prototipler üzerinde çalışıldığı gibi oldukça etkileyici sistemler de geliştiriliyor. Örneğin, otomobilinizin pencereleri içinde bulunduğunuz çevre hakkında bilgi sağlamak için kullanılabilir. Tarihi veya önemli mekanlarda seyahat ederken pencerelenizde tarih ve mimarlık sunumları bile yer alabilir. Tüm bu imkanlar bir otomobilin kullanılma şeklini etkileyecek ve tüketiciler için bir araç satın alırken en önemli faktör dijitallik olarak belirecek. Otomotiv şirketleri bunun farkında ve araçların içine dijital varlıklar yerleştirmek istiyorlar. Eğer seyahat verisini kontrol edemezlerse bu amaçlarına ulaşamazlar.
Seyahat verisi, araçlara giren ve çıkan veriyi ve bu veri ile ne yapıldığını temsil ediyor. Veri üreten binlerce alıcı düşünün. Bugün itibariyle otomobillerde üretilen verinin %70’i, temel araç faaliyetleri kapsamında gerçek zamanlı. Geride kalan %30’un %20’lik kısmı araçtan-buluta iletilen verileri oluştururken, büyük kısmı gerçek zamanlı uygulamalar tarafından üretiliyor. Verinin %5’i gerçek trafik durumlarında araçtan-araca iletilen verileri, geride kalan %5’i ise araçtan-çevreye iletilen verileri temsil ediyor. Araç ile çevre arasında etkileşimi oluşturan veriler, alıcılar ile trafik sistemleri arasında dönüşüyor.
Verinin %30’luk kısmına baktığımızda, ilk olarak kalite hassasiyeti, aynı zamanda güvenlik hassasiyeti en üst seviyede olan veriden bahsediyoruz. Tahmin edebileceğimiz gibi bu verinin %100 güvenli ve güvenilir bir ortamda dönüşmesi gerekiyor. Böylece gerçek zamanlı uygulamaların ve araçların performansı istenen seviyeye ulaşabilir.
Tüketiciler için Tam Gizlilik Sağlamak Mümkün Olacak Mı?
Bu hepimize ve sektörde faaliyet gösteren herkese düşen bir sorumluluk. Süreç otomobil üreticileri ile başladığı gibi uygulama geliştiricileri de beraberinde getiriyor. Ancak altyapı sağlayıcılarının da bu sektörde üstlenmesi gereken bir rol var. Kapalı Kullanıcı Grubu’nun (CUG) konsepti, en başta da bahsettiğim gibi bu ortama mükemmel uyuyor. Neden? Çünkü burası Kapalı Kullanıcı Grubu’na dahil olanların, bu aşamada otomotiv şirketlerinin, uyumluluk için gereken tüm politikaları yerine getirildiğini kontrol ettiği denetimli bir ortam. Uyumluluk unsurları güvenlik, gizlilik ve şirketler veya düzenleyici kurumlar ile sektör ortakları tarafından tarafından şart koşulan diğer unsurlar olabilir. Bu politikalar, oluşturulan çevrede kontrol edilebilir ve gözlemlenebilir, aynı zamanda Kapalı Kullanıcı Grubu’na dahil olan her bir taraf, örneğin canlı yayın akışı sağlayıcıları, veri analitiği şirketleri veya bulut şirketleri, bu politikalara uymakla yükümlüdür. Böylece, politikalar açısından bakıldığında son derece uyumlu bir ortam olabilir. Çünkü bu Kapalı Kullanıcı Grubu içinde otomobil şirketinin ağı ile araca veri iletip alan ağlar arasındaki iç bağlantı doğrudan kurulur. Aynı zamanda, tanımlanmayan bir tarafın ağda yer alma imkanı en düşük seviyeye indirilir. Tabii ki mutlak güvenlikten bahsedemeyiz ancak otomotiv sektörü bu noktaya olabildiğince yaklaşmak zorunda. Bu konsept, doğrudan veri paylaşımına dayandığı için DDoS saldırılarına karşı son derece güvenlidir. Aynı zamanda veri akışının takip edilmesini ve oluşabilecek herhangi gecikmeyi oldukça güvenilir yaklaşımla önlemeyi sağlar.
Akıllı Araçlar Her Türlü Siber Saldırının Üstesinden Gelebilir Mi?
Bu son derece önemli bir soru olduğu gibi son derece de önemli bir tartışma konusu. Çünkü hepimizin de düşünebileceği gibi bir siber suçlunun bir otomobilin sistemlerine sızması, sürücünün bilgilerini çalması ve hatta aracın kontrolünü ele geçirmesi halinde çok büyük riskler ortaya çıkabilir. Otomobiller, teröristlerin veya suçluların eline düştüğü zaman gerçek anlamda bir silah olarak kullanılabilir. Bu tür riskleri önlemek için güvenli bir altyapı oluşturulması çok büyük bir önem taşıyor. Otomotiv sektöründe Kapalı Kullanıcı Grubu güvenlik bağlantılı sistemlerin kontrolünü elde etmek adına kritik bir araç. Çünkü doğrudan iç bağlantı ve özel, aynı zamanda izole edilmiş çevre sayesinde, IP ele geçirme veya DDoS saldırıları izole edilebilir ve önlenebilir. Bilindiği gibi siber suçluların bu tür saldırılarda amaçları kimliklerini gizli tutmaktır. Kapalı Kullanıcı Grubu içinde ise kimliksiz bir taraf yer alamaz. Böylece, otomotiv şirketinin temsil ettiği Kapalı Kullanıcı Grubu’nun sahibi veri alıcıları ve veri tedarikçilerini mükemmel şekilde kontrol edebilir. Kapalı gruplara değinmişken şunu da söyleyeyim, siber suçluların aracın sistemlerine sızması, sürücünün kimliğini ele geçirmesi veya aracı ele geçirmesi de son derece zordur. Tabii ki, otomotiv sektöründeki üreticilerin güvenlik konusunda son derece hassas olduklarını ve sistemlerin çalışmadığı en teorik senaryolarda bile aracı durdurabilmek ve herhangi bir kazayı önlemek adına bir B Planı bulundurduklarından emin olmaları için ek önlemler üzerinde çalışılmaya devam edildiğini belirtmeliyiz.
Blackholing Teknolojisi Hakkında Bilgi Verebilir Misiniz?
Blackholing, DDoS saldırıları nedeniyle oluşabilecek her türlü zararı önleyen oldukça etkili bir araç. Blackholing mantığı, bugün her DE-CIX platformunda ve konumunda uygulanıyor. Araç veri trafiğindeki anormallikleri tespit edilyor ve normal parametlere uymayan veriyi dijital bir “kara deliğe” yönlendiriyor. Bu esnada hatlar ve ağlar normal ve gerçek trafik için açık kalmaya devam ediyor ve herhangi kötü amaçlı saldırı önleniyor. Veri akışına zarar vermek veya bir sistemde ciddi hasar oluşturmak için düzenlenen DDoS saldırıları Blackholing karşısında etkisiz kalıyor ve kara delik içinde yok oluyor.
IX Teknolojisinin Sunacağı Fırsatlar ve Zorluklar Neler Olacak?
Karşılacağımız ilk zorluk, dijitalleşme sürecinin tümü olacak. Bu süreç bizi yeniliğin ana kulvarlarından birine sürükleyecek ve önümüzdeki yılları da beraberinde getirecek. Dijital hizmetlerin sunacağı tecrübenin erişilebilir olduğundan emin olmak için bibirine bağlı bir ekosistemin yaratılması aşılması gereken en büyük zorluklardan biri olacak. Bildiğimiz gibi bir otomobil sürmek içindir. Bu durumda dijital hizmetler kırsal alanlarda, şehirlerin dışında, yani altyapının halen belli ölçüde hazır olmadığı yerlerde de kullanılabilmelidir. Altyapıyı kurabilmek, sektördeki birçok tarafın karşısına çıkacak en büyük zorluğu oluşturuyor. DE-CIX olarak anayol kesişimlerine ve 5G baz istasyonlarına yakın noktalarda veri etkileşimi yapılabilmesini sağlayacak platformlar kurduk. Bu sayede uygulama ağları ile otomobil erişim ağları arasındaki yerel iç bağlantının 80 ile 100 km çapındaki bir erişim alanında iç bağlantı kurmasını temin ediyoruz. Söz konusu altyapının kurulması DE-CIX olarak gördüğümüz en büyük zorluklardan biri ve dijital hizmetler ele alındığında, otomobil üreticileri için de aynısı geçerli.
Fırsatlara baktığımız zaman, sınırsız diyebiliriz. Bir yenilik dalgası oluşabilir ve güvenli araç sürüşünü artırmak için birçok destekleyici hizmet geliştirilebilir. Bence sektör içindeki değer zincirini oluşturan grupların elinde bulunan en büyük fırsat sınırsız yenilik imkanı. Altyapının dijitalleşmesi ile en güvenli ve en iyi tecrübeyi sunabiliriz.
Teknolojik Gelişim ve 5G Adaptasyon Sürecini Nasıl Görüyorsunuz?
Cevaba sorunun son kısmı ile başlamak istiyorum. Arzuladığımız yenilikler ve süreç açısından, 5G’ye gösterilen reaksiyon yeterince hızlı değil. 5G teknolojisini her yerde olabildiğince hızlı bir şekilde kurmalıyız çünkü 5G, IoT (Nesnelerin İnterneti) ile erişebileceğimiz tecrübeleri bize kazandıracak. 5G’nin tüm anlamı da burada yatıyor: IoT cihazlarından gelen farklı veri akışlarının yönetilmesi. 5G’nin her yerde kullanılması veri yönetiminin çok gelişmiş bir seviyede artmasını sağlayacak. 5G, sadece oturma odalarımızda değil, dijital teknolojiyi her yerde kullanabilmemiz adına büyük önem taşıyor. DE-CIX, 5G’nin sınırda birbirine bağlantı üçgenindeki önemini fark etti. DE-CIX birbirine bağlantı üçgeni 5G teknolojisi, yapay zeka (AI) ve altyapının yerelleşmesi unsurlarından oluşuyor. Bu sayede cihazları ve uygulamaları nerede olursak olalım kullanabiliriz.
2025’e Kadar Gerçekleştirmek İstediğiniz Gelişim Sürecinden Bahseder Misiniz?
DE-CIX olarak 2025 yılında teknoloji alanında daha fazla faal olmak ve telekomünikasyon alanındaki iş ortaklarımızı artırmayı umuyoruz. Aynı zamanda, yeni veri merkezlerinin kurulmasını amaçlıyoruz. Bu amaca Güney Avrupa’da, Madrid, Marsilya, Lizbon ve Palermo’da kurduğumuz merkezler ile ulaştık. Tabii ki, veri merkezleri iş ortaklarımız ile veri trafiğinin dağıtılması trendlerinde başarıya ulaştık. Bahsettiğim trendler, tamamen yeni merkezler kurulması üzerine kurulu. Bir odağımız, geçmişte hizmet almamış olan bölgelere el uzatmak. Afrika, Güney Amerika, Hindistan’ın kırsal bölgeleri, Güneydoğu Asya ve ABD’deki kırsal bölgeler örnek verilebilir. Vizyonumuz, güvenilir, esnek, karşılanabilir çözümleri sadece bugün New York, Madrid, İstanbul’da yaptığımız gibi büyük merkezlere değil, aynı zamanda sınırda birbirine bağlantı sistemlerinin kurulması ve küçük veri üslerinin oluşturulması gereken kırsal alanlarda da yapmak istiyoruz. Bunu yapmamız için iyi bir sebep var: Uygulama kullanıcılara ne kadar yakın olursa, tecrübe de o kadar artar. Bu nedenle, veri merkezleri uygulamaların ve bulut bilişim gibi farklı hizmetlerin yerel kullanıcılar için sunulduğu yerlerde geçerli olmalı. Aynı zamanda uygulamaların ve kaynakların yerel internet erişimine olabildiğince bağlanabilmesi için çalışacağız. Söylemekten keyif aldığım unsur, iyi bir altyapının iyi bir dijital tecrübeyi ortaya çıkarmasıdır. Bahsettiğim iyi tecrübe, bugün daha iyi bir hayatın anahtarını temsil ediyor. Eğer insanlar bu hizmetlere erişim sağlayamazsa avantajlarını yitirirler. Bizler bu açığı kapatmak istiyoruz.
Akıllı Araçlar İçin Önümüzdeki Beş Senede En Önemli Gelişmeler Ne Olacak?
Bence otomobillerin her bir parçasının dijitalleşmesi sektördeki ana eğilim olacak. 2025’te hayatlarımızı en üst seviye konfor ve eğlence ile destekleyen son derece akıllı araçlar göreceğiz.
Tüketiciler DE-CIX Teknolojilerinden Nasıl Fayda Sağlayacak?
CRM, ERP veya sadece e-posta veya video konferans gibi uygulamaları evde veya ofiste kullanırken, ekip üyeleri en üst düzey performans ve en düşük gecikme süreleri ile %100 mobiliteye ihtiyaç duyuyor. Sektörümüzde gördüğümüz gibi her bir milisaniyenin önemi var: Bizler, gecikme süresinin günümüzün yeni para birimi olduğunu söylüyoruz! Örneğin, DE-CIX olarak Microsoft 365’in gecikme süresini azaltmakta büyük bir başarı elde ettik. Sunduğumuz çözüm, 70 milisaniye civarındaki gecikme süresini 10 milisaniyenin altına çekiyor. Bu gelişme, bu sistemleri kullanan ofis çalışanları için nerede olurlarsa olsunlar performansı ciddi ölçüde artırıyor. Aynı zamanda, şirketler sorun tespiti ve bakım için harcamaları gereken kaynakları başka alanlara aktarabiliyor. Bir diğer örneği oyun sektöründen verebiliriz. Oyun şirketlerinin özellikle çevrimiçi oyun konusunda gecikme süresi hususunda ne kadar hassas olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir yanda oyun şirketleri için öte yandan internet erişim ağları için DE-CIX’e bağlanmak oyunun olabilecek en hızlı ve en etkin kanaldan iletileceği anlamına geliyor. Böylece evinde bir akıllı cihaz kulllanan veya hatta aracında olan bir kişi mükemmel oyun tecrübesi yaşayabilir. Konsolda veya bulut ortamında oynamanıza bakmaksızın, oyun şirketi ile verinin iletildiği son etabı temsil eden internet hizmet operatörü arasındaki veri transferi, bu tecrübeyi mümkün kılıyor.
Teknoloji Dünyasına Vermek İstediğiniz Bir Mesaj Var Mı?
Her yerde bir dijitalleşme çağına adım atıyoruz ve arzumuz, sunduğumuz hizmetler ile bu gelişimi desteklemek. Aynı zamanda, dijital altyapı içinde yer alan tüm grupların aynı desteği vermesini diliyoruz. Küresel alandaki tüm iş ortaklarımızı, veri merkezlerini ve ağ operatörlerini beraber çalışmaya davet ediyoruz. Böylece herkese, her yerde en iyi internet tecrübesini sunabiliriz.