Hızla gelişen kültürlerimiz ve modern ihtiyaçlarımız çoğu zaman bazı fizyolojik gereksinimlerimizin karşılanamamasına sebep olurlar. Bu giriş cümlesinden anlaşılacağı üzere uykudan söz ediyoruz. Uyku fizyolojisine olan ilgi milenyum çağıyla birlikte artmaya başladı.
Uyku bilinen ama henüz tam manasıyla aydınlatılamamış bir gizem. Uykunun nasıl işlediğini, mekanizmalarını biliyor ancak bazı temel sorular ve türler arası farklara yanıtlar bulamıyoruz. En sık karşılaşılan sorunlardan biri “uyku yoksunluğu”, kulağa çözümü bir uyku ilacı kadar basit gözükse de yan etkiler ve uzun vadede oluşturduğu zararlar bu gibi yöntemlerin tedaviden çok geçiştirici olduğunu göstermektedir.
Belki uyku yoksunluğunun çözümü doğanın kendisindedir. Kuşlar yaşamlarının bir gerekliliği olarak göç ederler. Türler arası göç mesafesi değişmektedir. Bazı türler, iki dağın ayrı uçlarına gidebilirken, kimileri de kıtaları hatta okyanusları aşarak çok uzun mesafelere göç edebilirler. Dolayısıyla, binlerce kilometrelik bu iklim güdümlü yarış sırasında sürüler normalden çok daha uzun saatler boyunca uçar ve uyumak için gerekli olan “sabit konum” fırsatına sahip olamazlar. Ancak söz konusu beyin olduğunda bizleri şaşırtmamasını beklemek yanlış olur. Uçan göçmen kuşlar oldukça kısa bir süre (birkaç saniye) için uyku haline girerler. Bunları çok kuvvetli şekerlemeler olarak düşünebiliriz. Bu şekerlemeler ancak uzun süreli uyku yoksunluklarının neden olacağı beyin ve vücut tahribatlarının önüne geçmeye yeter.
“Porsuk çintesi” adındaki bu muhteşem göçebe kuş türü, uyku yoksunluğuna karşı insanların asla boy ölçüşemeyeceği, oldukça benzersiz bir dayanıklılığa sahip. Bu serçeyi normalde uçuyor olacağı göç döneminde laboratuvar ortamında uykudan yoksun bırakırsanız neredeyse hiçbir olumsuz etki yaşamaz. Ancak aynı serçeyi bu göç zaman aralığı dışında aynı miktarda uykudan yoksun bırakmanız beyninde ve vücudunda çeşitli yıkıcı işlev bozukluklarına yol açar.
Bu mütevazı ötücü kuş uyku yoksunluğuna karşı hayatta kalmak için elzem olduğu zamanlarda kullandığı olağanüstü bir biyolojik dayanıklılık pelerini geliştirmiştir. Bu özelliği nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri ordusunun hedefi haline gelen bu kuşun araştırmalarına şimdiden milyon dolarlar harcanmıştır. Belki bir gün 24 saat hiç yorulmadan görev yapabilen bir asker gördüğünüzde aklınıza porsuk çintesi gelir.
Kaynak : Matthew Walker – Niçin Uyuruz ?