Kedilerin insanlara olan ilgisinin tamamen hayatta kalma içgüdüsüyle bağlantılı olduğunu düşünenler az değil. Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma da, kedilerin insanlarla kurdukları yakınlık sayesinde hayatta kalmayı başardığını öne sürdü.
Kedilerin geçmişten günümüze kadar uzanan genlerini analiz eden araştırmaya göre, küresel kedi nüfusu tarihte iki defe belirgin artış gösterdi. İlki, insanların tarımla ilgilenmeye başladığı 10000 yıl önce, ikincisi ise denizleri aşarak yeni kıtalar keşfetmeye başlamamıza denk geliyor.
Gel pisi pisi
Son derece kapsamlı araştırmada, bilim insanları 15000 yıl öncesine uzanan kedi kalıntılarından, 18’inci yüzyılda yaşamış olan kedi mezarlarına kadar binlerce yıllı kedi fosillerini inceledi.
Kazı alanları, mezarlar ve diğer arkeolojik alanlardan toplanan 200 kedinin genetik farklılıkları analiz edildi. Analizlerde, kedilerin mitokondriyal DNA’sı (sadece anneden geçen genetik bilgi) çarpıcı bilgiler sundu. Bulgular, kedi ailelerinin insanların yaşadığı yerlere hareket ettiğini veya medeniyetin olduğu yerlere götürüldüğüne işaret etti.
Kedilerin insanlara her zaman yakın olmaya çalıştığını savunan mitokondriyal DNA izleri, ilk olarak Ortadoğu’daki vahşi kediler ile Akdeniz’deki kediler arasında ortaya çıktı. Her iki bölge, ilk çağlarda tarımın geliştiği ve yayıldığı alanlar olarak biliniyor.
Analizlerin devamı, bin yıl sonra yaşamış kediler arasında da genetik bağlantı buldu. Veriler, Mısır mumyalarının mezarlarında bulunan kedi kalıntıları ile Bulgaristan, Türkiye ve sahra altı Afrikası’na kadar yaşamış kedilerin bağlantılı olduğunu gösterdi.
Kediler deniz seyahatinden hoşlanıyor
Araştırmada, kedi nüfusunun artışında tarımın kritik bir rol oynadığı belirtildi. Tarım ürünlerini depolayan insanlar, birçok kemirgen ve haşereyi çeken gıdalarını korumak için kedileri kullanmaları gerektiğini kısa sürede anladı. Kediler, tahıl ürünlerini korumalarının yanı sıra şirinlikleri sayesinde insanların gönlünü fethetmeyi başardı.
Kedilerin ikinci büyük nüfus artışı da denizlerde üstlendikleri korumacılık görevine rastgeldi. Kıtalar arası seyahat eden kediler, gemilerdeki gıdaları kemirgenlerden korurken insanlar ile yeni yerlere gittiler.
Bu noktada en dikkat çekici bulgulardan bir tanesi, bin yıllık bir Viking kazı alanında bir kediye ait kalıntıların bulunması. Kısaca Ragnar Lothbrok ve sonrasındaki Viking nesillerinde kediler de gemilerle seferlere çıkmıştı.
Araştırmada yer alan genetik bilimci Eva-Maria Geigi, kedilerin bizlerle nasıl yaşamaya başladığı hakkında önemli bilgiler elde ettiklerini söyledi. ‘Kedilerin antik tarihini, kökenlerini ve kıtalara nasıl dağıldıklarını’ halen bilmediklerini ifade ederek, köpeklere kıyasla geçmişlerinin halen gizemli olduğunu belirtti.
Köpeklerim kurtlardan evrim geçirdiklerini ortaya koyan araştırmaların ardından, kedilerin nasıl bir değişim süreci geçirdiklerini öğrenmek ilginç olurdu.