Çin dünyanın ilk kuantum telekomünikasyon uydusunu fırlattı. Jiequan Uydu Fırlatma Merkezi’nden Long March 2D (Uzun yürüyüş 2D) adlı taşıyıcı roketle fırlatılan kuantum telekomünikasyon uydusu Micius, yörüngeye oturdu.
En önemli görevi siber atakların ve global elektronik gözetimlerin gittikçe çoğaldığı bir dünyada Çin’in sorunlu bölgelerinden biri olan Urumqi ile Pekin arasındaki iletişimi güvenli hale getirmek olan Micius, ülkenin 2030’daki hedeflerinden biri olan küresel kuantum telekomünikasyon ağını oluşturma için hayati bir önem taşıyor.
631 kg ağırlığındaki QUESS (Quantum Experiments at Space Scale) projesi uydusu, iki yıl sürecek olan görevine başladı. Takma ismini aldığını ‘Micius’ ise M.Ö. 5. yüzyılın önemli Çinli filozoflarından ve bilimadamlarından biri. Mantık alanındaki çalışmalarıyla bilinen Micius, aynı zamanda ışığın doğrusal olarak yayıldığını 2000 yıl önce keşfeden insan.
“Daha önce Galileo ve Kepler isimlerini koyduğumuz uydu ve teleskoplarda yaptığımız gibi ilk kuantum uydumuza da ünlü bir bilginin ismini verdik. Umuyoruz ki bu isim, Çin kültürüne olan güveni yenileyecek ve artıracak” diyen QUESS’in başındaki bilimadamı Pan Jianwei aynı zamanda şunları da ekledi: “Yeni fırlatılan uydu Çin’in bilişim teknolojisindeki (IT) klasik anlamda üstlendiği rolü bir üst seviyeye çıkaracak. Böylece ülkemiz IT alanında dünyadaki lider ülkelerden biri haline gelecek.”
Micius Bilgi Işınlaması Yapacak
Dünyadan 600 km uzaklıktaki yörüngesine oturan Micius, 97.79 dereceli açısıyla gezegenimizi 90 dakikada bir turlayabilecek. Uydu, kuantum ışınlama yaparak şifrelenmiş mesajların anahtarlarını uzaydan dünyada bulunan merkeze yollayabilecek. Bu şekilde bir ışınlama ‘Kuantum Dolanıklık Teorisi’ni kullanmaktan geçiyordu ve yıllardır bilimadamları için bir merak konusuydu. Dolanıklık teorisine göre, bir atomda zıt yönlerde dönen iki elektrondan birinin dönme yönü değiştirilirse, öteki elektrona hiçbir müdahalede bulunulmamasına rağmen o da dönüş yönünü değiştirir ve böylelikle elektronlar yine zıt yönlerde dönmeye devam eder. Aslında iki elektron arasında bilgi alışverişi olmuştur. Ancak elektronlar arasındaki mesafe bu bilgi aktarımının ışık hızından daha hızlı olması anlamına gelir. Daha önce de Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) labaratuvarında yapılan bir deneyle ışık hızı aşılmıştı. İşte QUESS projesinin başarısı ışık ötesi hızı kullanmaktan geçiyor.
Pratikte bilimadamları aralarında yaklaşık 1200 km olan iki merkez istasyonuna Micius’tan fotonlar göndermeyi umuyor. Uyduda, dünyaya kuantum anahtarları gönderebilmek için kuantum anahtar sinyal cihazı, kuantum dolanıklık emitörü, işlem birimi, lazer cihazı ve dolanıklık kaynağı bulunuyor.
Kuantum telekomünikasyon şifreleme yöntemi mesajın içeriğini kuantum anahtarlarla şifreleyerek aşılması teorik olarak mümkün olmayan bir iletişim güvenliği sağlıyor. Örneğin, iki kişi arasında şifrelenmiş kuantum mesajı gönderimi olduğunda eğer üçüncü bir şahıs mesajın içeriğini öğrenmeye karşı bir hamlede bulunursa içerik tahmin edilmesi mümkün olmayan bir şekilde değişiyor.
Çin, hükümet, askeri ve finansal iletişim ağlarının casusluk için bir numaralı hedef haline geldiği bir dünyada, kuantum şifreleme programlarının iletişim güvenliği ile ilgili endişeleri ortadan kaldırmasını umuyor.
QUESS, Ulusal Uzay Bilimi Merkezi’nin stratejik önemdeki programlarından biri olma özelliğini taşıyor. QUESS başarılı olduğu takdirde Çin, 2020 yılına kadar Asya-Avrupa kuantum anahtar dağıtım ağını kurmayı hedefliyor.