Dünya’dan 8.000 ışık yılı ötede yer alan Tilkicik (Vulpecula) Takımyıldızı, Evren’de oluşan en büyük yıldız sınıfını temsil eden O ve B yıldızlarına ait bir doğumhaneye sahip. Vulpecula OB1 olarak bilinen bu bölge, ‘yıldız birliği’ adı verilen ‘OB’ yıldızlarına ev sahipliği yapıyor.
Herschel Uzay Teleskobu tarafından görüntülenen Vulpecula OB1’de yer alan yıldızlar, Güneş’in onlarca katı kütleye sahip olmalarına rağmen daha kısa bir kozmik hayat sürüyorlar. Nedeni, yakıtlarını yaklaşık 2 milyon yıl gibi kısa bir sürede tamamen tüketmeleri. Nükleer füzyon ile çekirdeklerindeki hidrojeni tamamen tükettikten sonra, genleşip süpernova patlamalarıyla ömürlerini tamamlıyorlar.
Süpernovalar, yıldızların çevresine olağanüstü bir enerji dağıtıyor ve sayısız yeni yıldızın doğumunu tetikliyor. Bu döngü, sonu gelmez bir şekide tekrarlanıyor.
O yıldızları, Güneş’in en az 16 katı büyüklüğünde olurken, bu oran 100’e kadar çıkabiliyor. Parlaklıkları ise Güneş’le kıyaslandığında 30.000 ile milyon kat arasında değişiyor. Genelde birkaç milyon yıl yaşadıktan süpernova ile ölüyorlar.
B yıldızları ise Güneş’in 2 ile 16 katı büyüklüğünde oluyor. Parlaklık farklı ise 25 ile 30.000 kat arasında değişiyor.
OB birlikleri O ve B yıldızlarının toplandığı alanları temsil ediyor. Bu kadar kısa yaşam ömrüne sahip yıldızların bir bölgede yoğunlaşması, o bölgenin yıldız doğumunu tetikleyen özelliklere sahip olduğunu gösteriyor. Vulpecula OB1’de, O ve B’lerin yanı sıra çok daha uzun ömürlü milyonlarca küçük yıldızın oluştuğu da tahmin ediliyor.
Küçük tilkinin sırları
Dev ve ‘normal’ boyuttaki yıldızlardan yayılan çok yüksek miktardaki morötesi ışınlar ve diğer radyasyon türleri, kendilerini saran gaz ve toz bulutunu sıkıştırarak daha fazla yıldız oluşumu başlatan bir yoğunlaşmayı harekete geçiriyor. Yeni yıldızların doğum sürecinde, toz ve gaz bulutundaki bir kısım materyal yıldızların parçası haline geliyor.
Vulpecula OB1’in milyarlarca yıl ötesine uzanan yaşam döngüsünü bizlere yansıtan mükemmel kare, Herschel Uzay Teleskobu’nun yer aldığı Hi-GAL key project kapsamında elde edildi. Projede, kızılötesi teleskobun bilimsel donanımları gökyüzünü beş farklı kızılötesi dalgaboyunda taramak için kullanıldı.
O ve B yıldızları, devasa cüsseleriyle nükleer yakıtlarını birkaç milyon içinde tüketerek süpernova patlamalarıyla yok oluyor. Ölümleri, her seferinde yeni yıldızların doğumunu tetikliyor.
Farklı dalgaboylarında yapılan taramalar, genelde -220 ile -260 derece aralığındaki soğuk materyalin tespit edilmesini sağladı. Optik dalgaboylarında görümeleyen detayların ortaya çıkması, Vulpecula OB1’in yapısı ve nebulanın iç kısımları hakkında şaşırtıcı bilgiler sundu.
Hi-GAL araştırmasında gökbilimcileri şaşırtan en dikkat çekici bulgu, örümcek ağının iplikleri gibi yıldız doğumhanesinden galaksinin birçok noktasına dağılan yapılar oldu. Söz konusu yapıların oluşturduğu ağ, turuncu ve kırmızı uzantılar halinde görülebiliyor.
Görünebilir dadalgaboylarında, OB birliği NGC 6823 adını taşıyan yıldız kümesi ile bağlantılı. William Herschel tarafından 1785’te keşfedilen ve yıldız kümesi kataloğuna eklenen NGC 6823, 50-100 yıldız içeriyor. OB birliğinin bağlantısı bulunan bir diğer yıldız kümesi, NGC 6820.