Cuma, Kasım 22, 2024
More

    Kepler uzaylılara ait ‘mega yapı’ bulmuş olabilir

    ‘Gezegen avcısı’ Kepler Uzay Teleskobu, Dünya’dan 1,500 ışık yılı ötedeki bir yıldızın yörüngesinde uzaylılara ait mega bir yapı bulmuş olabilir. Söz konusu mega yapının, uzaylılara ait ‘dev güneş panelleri’ olabileceği düşünülüyor.

    NASA’nın ‘gezegen avcısı’ lakabıyla bilinen Kepler Uzay Teleskobu, en son olarak Temmuz ayında Dünya’nın büyük ikizini ortaya çıkarmasıyla adını duyurmuştu. Yaşadığı teknik arıza nedeniyle 2013’te ana görevine son vereceği açıklanmasına rağmen keşiflerine son vermeyen Kepler, bugüne kadar doğrulanmamış olanlar dahil üç binden fazla dış gezegen keşfine imza attı.

    The Atlantic sitesinden Ross Andersen’ın kaleme aldığı makaleye göre, dış gezegenleri geçiş hareketleri esnasında oluşturdukları iz sayesinde keşfeden Kepler, uzaklardaki bir yıldızın yörüngesinde beklenenden çok farklı bir keşif yapmış olabilir.

    İlk olarak Kepler’in dış gezegenleri nasıl tespit ettiğini kısaca anlatalım. Yörünge hareketi esnasında yıldızının önünden geçen gezegenler, yıldızdan yayılan ışığı bloke eder. Yıldızın ışığında meydana gelen hafif azalma, Kepler’in hazırladığı grafikte belli şiddetlerde gösterilir. Işığın eğimini temsil eden değerler, gezegenin büyüklüğü hakkında da bilgi verir.

    Kepler’in haliyle keşfettiği tüm dış gezegenler kabul elebilir eğim, büzülme, girinti-çıkıntı gibi detaylarıyla beraber daire şekline uyum sağlıyor.

    Dünya’dan 1,500 ışık yılı mesafedeki KIC 8462852 adı verilen yıldızın yörüngesinde tespit edilen ‘gök cismi’ ise Kepler’ın yıllardır yaptığı keşiflerin dışına çıkıyor.

    Gelişmiş uzaylı medeniyet izi mi bulundu?

    Stephen Hawking’in başını çektiği isimlerden biri olduğu Breakthrough Initiatives girişimi, Dünya’nın en gelişmiş teleskoplarıyla uzaylı avına çıkacak. Hawking’in sonumuzu da getirebileceğini bildiği ama ‘yine de arayalım’ dediği uzaylıları bulmak için Çin’de gezegenimizin en büyük teleskobunu inşa ediyor.

    Evren’in uçsuz bucaksız köşelerinden gelecek uzaylıların yüz milyarlarca galaksideki bir toz tanesi olan Dünya’yı bulması, bizim onları bulmamızdan çok daha muhtemel. Ancak kaderin cilvesi durumu tersine çevirebilir.

    KIC 8462852 hakkında heyecan uyandıran durum, yörüngesindeki yapının veya gök cisminin ‘gezegen şeklinde olmaması.’

    [NASA]
    [NASA]
    Gökbilimciler ve Planet Hunters adlı kitle kaynak fonundan gökyüzü meraklılarının da aralarında olduğu kişiler tarafından Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisine gönderilen makalede, KIC 8462852 yıldızının yörüngesinde ‘gelişmiş uzaylı bir medeniyete ait mega bir yapı bulunuyor olabilir.’

    Makalede yer alan bilgiye göre, KIC 8462852’nin yörüngesinde ‘bozuk bir şekil ortaya koyan ve yıldızın parlaklığını yüzde 20’nin üzerinde azaltan’ bir cisim var.

    Araştırma makalesinde altı çizilmesi gereken detay, Kepler’in KIC 8462852 yıldızı hakkında dört yıldır bilgi topluyor olması. Kısaca, elde edilen bilgiler ne bir hata ne de yeni keşfedilen bir bilgiden kaynaklanıyor.

    aliens_r2393423

    ‘Birden çok cisim olabilir’

    The Atlantic’e yorumda bulunan Yale Üniversitesi’nden Tabetha Boyajian, “Böyle bir yıldızla daha önce karşılaşmadık… Gerçekten tuhaf. Kepler’in yanlış veri toplamış olabileceğini düşündük ancak tüm bilgiler kontrol edildi” ifadesini kullandı.

    Kepler’in verilerini inceleyen Planet Hunters (Gezegen Avcıları) ekibi de Kepler’in verileri karşısında şaşkınlık yaşadıklarını ifade ediyor. Ekibin amacı, Kuğu (Cygnus) Takımyıldızı doğrultusundaki Kepler’in keşfettiği verileri incelemek. Teleskobun görüş alanını aşan bölgede en az 150 bin yıldız içeriyor. Bugüne dek elde edilen verilerde KIC 8462852’nin ortaya koyduğu sinyalleri gösteren bir başka gök cismi de yok.

    Planet Hunters, KIC 8462852 yörümgesindeki geçiş izini ‘tuhaf’, ‘şaşırtıcı’ ve ‘çok büyük’ olarak belirtiyor. Belki de, yıldızın yörügesinde gerçekten dev bir uzay gemisi veya üs bulunuyor?

    KIC 8462852 hakkındaki bilgiler, Kepler’in gözlemlerindeki 788-795 ve 1510-1570’inci günler arasında topladığı verilere dayanıyor. Araştırmacılar, bu iki süreçteki gözlemleri sırasıyla D800 ve D1500 olarak adlandırdı.

    D800, yıldızın parlaklığını yüzde 15 oranında azaltan bir geçiş ortaya koydu. D1500 ise muhtemelen birçok cismin geçiş yaptığı ve yıldızın parlaklığını yüzde 22 oranında düşüren geçişler içeriyor. Yıldızın önünden neyin veya nelerin geçtiği bilinmiyor ancak parlaklığın tespit edilen miktarda düşmesi için ‘mega yapılar’ olmaları gerekiyor.

    d800_d1500
    D800 ve D1500 gözlemlerine ait değişimleri gösteren grafik.

    Sinyal nereden geliyor?

    Uzay keşif çağında benzeri olmayan tespiti açıklayabilecek her türlü olasılık ele alınmış olmasına rağmen, KIC 8462852 yörüngesinde ne olup bittiği kesin olarak bilinmiyor. Sonuç olarak yıldızın yörüngesinde bugüne dek tespit etmediğimiz kozmik bir oluşum veya zeki uzaylı canlılara ait yapı/yapılar olabilir.

    Akla gelen bir ihtimal, KIC 8462852 etradında bir toz diski bulunabileceği oldu. Ancak KIC 8462852 yörüngesinden alınan veriler, bu tür disklerin yaydığı kızılötesi sinyaller ortaya koymadı. KIC 8462852’nin Güneş’ten 1,5 kat daha büyük, F-tipi olgun bir yıldız olması da yörüngesinde bu tür bir disk bulunma ihtimalini fazlasıyla azaltıyor.

    Bir diğer ihtimalin, tuhaf sinyallerin yayılmasına neden olan gezegen çarpışması olabileceği düşünüldü. Ancak NASA’nın kızılötesi uzay teleskobu WISE, bu tür bir kozmik çarpışma yaşandığına dair bugüne kadar hiçbir bilgi elde etmedi.

    Geriye kalan ihtimal, KIC 8462852 yörüngesinden bir ‘exocomet’ grubunun geçiyor olabileceği. Makaleye göre, Güneş Sistemi dışındaki kuyrukluyıldızları temsil eden exocomet’lere ait bir kümenin bu tür bir hareketi, bir başka yıldızın hareketiyle tetiklenebilir.

    KIC 8462852 etrafındaki uzay boşluğunda yer alan kuyrukluyıldızları çekerek yıldıza yönlendirebilecek bir diğer gök cismi mevcut.

    Güneş Sistemi dışındaki kuyrukluyıldızlar yıldızların çekim gücüyle itiliyor olabilir. [NASA]
    Güneş Sistemi dışındaki kuyrukluyıldızlar yıldızların çekim gücüyle itiliyor olabilir. [NASA]
    Bu gök cismi, KIC 8462852’den 1,000 AU (astronomik birim) mesafede yer alan bir diğer yıldız. KIC 8462852 ile çift yıldız sistemi oluşturup oluturmadığı veya sadece bölgeden geçen bir gezgin mi olduğu henüz bilinmiyor. Yine de adı konmayan yıldızın dahil olduğu kuyrukluyıldız senaryosu düşük bir ihtimal olarak kabul ediliyor.

    Kepler uzaylıları mı buldu?

    Gökbilimcilerin değerlendirdiği ‘geçiş’ senaryolarının Kepler’in tuhaf keşfini açıklamaya yetersiz kalıyor olması, akla en son ihtimali getiriyor: Akıllı uzaylılar.

    13,8 milyar yıl yaşındaki Evren’de Dünya dışı akıllı varlıkların bulunduğu ihtimalini birçoğumuz kabul ediyor, hatta zeki yaratıkları bulmak için yüz milyonlarca dolar harcıyoruz.

    Atlantic’e konuşan Pennsylvania State Üniversitesi’nden gökbilimci Jason Wright, “Uzaylılar her zaman akla en son gelen hipotezi temsil ediyor. Ancak KIC 8462852’de uzaylıların yapmış olabileceği bir şey olabilir” yorumunda bulundu.

    Bu düşünceyi güçlendiren ise yıldızların mega enerji kaynakları olması ve gelişmiş uzaylı medeniyetleri enerji çekmek için kaçınılmaz olarak yıldızları kullanmak isteyeceği. SETT projesi, uzaylı medeniyetlerin yaydığı atık ısıyı tespit etmeye çalışarak gelişmiş yaratıkları arıyor. Rus kozmolog Nikolai Kardashev’in 1960’larda öne sürdüğü teori kapsamında, İkinci Tip gelişmiş uzaylı bir medeniyet yaydığı ısı sayesinde tespit edilebilir. Mevcut teleskopların atmosferleri doğrudan gözlemlenemeyen gezegenlerden yayılan aşırı ısının, ‘ağır sanayi’ delili olacağı kabul edilen bir diğer teori.

    İstemeden Dünya'yı yok etmek isteyecek uzaylılara mesaj atabiliriz.
    İstemeden Dünya’yı yok etmek isteyecek uzaylılara mesaj atabiliriz.

    Güneş’ten enerji soğuran mega yapı

    Kardashev’in öne sürdüğü teoride, İkinci Tip (Type II) medeniyetler, yıldızlardan enerji toplayacak teknolojiye erişmiş uzaylıları temsil ediyor.

    Kardashev, yıldızın dev bir kabuk veya dev halka katmanlarıyla çevrilerek görünür dalgaboyundaki ışığın bloke edilebileceğini, yıldız enerjisinin kullanılmasının ardından geride kalan enerjinin de kızılötesi radyasyon olarak kaybolacağını öne sürmüştü.

    Yakın geçmişte yapılan araştırmalar, Dünya’nın yakınlarında gelişmiş bir uzaylı medeniyeti olmadığına işaret etti. KIC 8462852 yıldızı için bu durum farklı olabilir.

    Uzaylı varlığı ihtimalini doğrulamak için tabii ki daha birçok araştırma yapılması gerekiyor. Kepler’in elde ettiği verilerin ardından yapılması kararlaştırılan ilk hamle, KIC 8462852’ye doğru bir radyo anten doğrultmak. Böylece, her ne kadar Edward Snowden kriptolu olacağını öne sürse de, akıllı varlıklaran gelen radyo sinyalleri yakalayabiliriz.

    Arecibo Gözlemevi ile Dünya dışı varlıkları arayan SETI projesinde yer alan California, Berkeley Üniversitesi’nden Andrew Siemion, uzaylı olup olmadığını tespit edilecek çalışmada Boyajian ve Wright’a yardım edecek.

    New Scientist’te yer alan haber, keşfin sadece toz bulutuna işaret ettiği yönünde. Boyajian, mega yapıların kuyrukluyıldız olması halinde ‘en büyük kozmik havai fişekleri bulmuş olacaklarını’ belirtirken, Kepler’in bu kadar heyecan verici bir keşif esnasında bozulmuş olmasından dolayı da üzgün. KIC 8462852’ye yönelik son gözlem Nisan 2015’te gerçekleştirildi. Bir sonraki detaylı gözlem Mayıs 2017’de yapılacak.

    KIC 8462852’de yaşanan esrarengiz durumn kuyrukluyıldız kümesi veya önceden tespit etmediğimiz başka bir kozmik olayla bağlantılı olasılığı yüksek. Yine de Dünya’dan çok uzak olmayan yıldıza kulak kabartarak bir ihtimal uzaylıları bulabiliriz.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler