Yeni bir araştırma, benzodiazepinlerin beynin belli kısımlarında küçülmeye neden olabileceğine işaret ederken, sakinleştirici olarak kullanılan ilaçların çok uzun süre kullanılmasının riskli olabileceğini belirtti.
Uykusuzluk, anksiyete ve baş ağrısı gibi rahatsızlıklar için kullanılan benzodiazepinler, merkezi sinir sistemini, yani beyni ve omurilik faaliyetlerini yavaşlatıyor. Sonuç olarak kaslak gevşerken gerginlik azalıyor ve kullanan kişinin uykusu gelebiliyor.
Fazlasıyla bağımlılığa neden olan bu ilaçlar üzerinde geçmişte yapılan araştırmalar, hafıza ve hareket kabiliyetinde sorunlara eden olabileceklerini göstermişti. ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), benzodiazepinlerin istenilen klinik sonuçların elde edilmesi adına en az dozajda iki ila dört hafta kullanılmasını tavsiye ediyor. Geçmişteki araştırmalara ve uyarılara rağmen, benzodiazepine verilen hastaların %6 ile %15’inin bu ilaçları altı aydan daha uzun süre kullandığı anlaşıldı.
BMC Medicine dergisinde 1 Temmuz tarihinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, uzun süre benzodiazepin kullanmak beynin hafıza ve ruh hali düzenlemesinden sorumlu hipokampus ve amigdala bölgelerini etkiliyor. Yapılan araştırmada, Hollanda’da geçmişte algısal bozukluğu bulunmayan 5,443 yetişkinin medikal kayıtları incelendi ve 1991 ile 2008 yılları arasında aldıkları benzodiazepin miktarına bakıldı. Ortalamada, hastaların kendilerine reçete ile verilen ilaçları günde ortalama 37 defa aldığı anlaşıldı.
Araştırmada, benzodiazepin alan hastaların yarısının ilaçları 2008 yılına kadar kullandığı, %13’üne ise 2020 yılında demans teşhisi konduğu anlaşıldı. Dahası, ne kadar süre ve ne yoğunlukta almalarına bakılmaksızın, benzodiazepin alan kişilerin almayanlara kıyasla demans hastalığına yakalanma riskinin daha yüksek olduğu görüldü.
Beyinde değişim yaşanıyor
En son araştırma benzodiazepinlerin demans riskini artırdığına dair kesin bir bulgu bulmazken, sakinleştirici ilaçların beyinde değişimlere neden olduğunu gösterdi. Araştırmada medikal kayıtları incelenen 5,443 hastadan 4,800’ünün en az bir kere çekilmiş beyin röntgenlerine bakıldı. Taramalar, beynin belli bölgelerindeki yapıların hacimlerinin zamanla değiştiğini gösterdi.
Sonuç olarak, benzodiazepinlerin hipokampus ve amigdala bölgelerinin büyüklüklerinde hızlandırıcı bir küçülmeye neden olduğu anlaşıldı. Kısaca, sakinleştirici kullanmayan gruplara kıyasla, benzodiazepin kullanan hastaların bu bölgeleri daha hızlı küçülmüştü.
Ek olarak, nöronlar arasında sinyalleri taşıyan, beynin kanallarını dolduran beyaz maddenin de benzodiazepin kullanımı ile zamanla azaldığı anlaşıldı. Bu aşamada, uyku amaçlı sakinleştirici alanların, anksiyete düşürmek için ilaç alanlara kıyasla daha fazla beyaz madde kaybettiği görüldü.
Hollanda Erasmus Üniversitesi Medikal Merkezi’nden Ilse vom Hofe, benzodiazepinlerin uzun süre kullanılmaması gerektiğini vurgularken, kliniklerin direkt sakinleştiricilere başvurmak yerine yeni terapiler geliştirmeleri gerektiğini savundu.
Son olarak, araştırmada belli kısıtlamaların olduğunu not düşmek gerekiyor: Araştırma zihinsel (kognitif) sağlığı yerinde olan kişileri inceledi. Halliyle kognitif yetersizliği bulunan kişiler üzerinde sakinleştirici ilaçların uzun sürede nasıl etki yaptığı kesin değil. Ek olarak, araştırma gruplarının etnik kökeni araştırmanın gerçekleştirdiği coğrafya ile kısıtlıydı.
Benzodiazepinlerin uzun dönemli etkilerini anlamak için daha fazla araştırma gerekecek olsa da, yan etkilerinin uzun süreçte aşikar olduğu gözler önüne serilmiş durumda.
Ana görsel: JESHOOTS/Pexels
Kaynak: Livescience