Pazartesi, Aralık 30, 2024
More

    Dokuzuncu Gezegen’in varlığı nihayet kesinleşmiş olabilir

    Güneş Sistemi’nin en uzak köşelerine uzanan bir gizemi temsil eden Dokuzuncu Gezegen’in varlığı, astronomların gözünde neredeyse kesinleşti. En yeni araştırmalar, her ne kadar gözlemlenmesi çok zor olsa da, Güneş Sistemi’ne ait dokuzuncu gezegenin yakın bir zamanda ortaya çıkacağı yönünde.

    Modern astronominin en büyük kozmik gizemlerinden biri, hakkındaki ilk bilimsel makalelerin 2015 yılında belirmeye başladığı dev ve karanlık bir gezegen. Hareketi ile Kuiper Kuşağı’ndaki nesnelerin hareketlerini değiştiren ve çekim kuvveti sayesinde Güneş Sistemi’ni hizasından bile çıkarabileceği öne sürülen Dokuzuncu Gezegen, Şili’de inşa edilen ve 2025 yılında hizmete girercek Vera C. Rubin Gözlemevi tarafından nihayet görülebilir.

    Geçmişteki araştırmalarda ilkel bir kara delik olabileceği bile öne sürülen Dokuzuncu Gezegen’in ilk izlerine ulaşan astronomlardan biri, California Teknoloji Enstitüsü’nden (Caltech) Mike Brown. Brown, “Güneş Sistemi’nin Dokuzuncu Gezegen olmadan tanımlamak gerçekten zor” ifadesini kullanıyor.

    Babiller, gökteki bazı yıldızların diğerleri gibi hareket etmediğinden yola çıkarak, Merkür, Venüs, Mars ve Jüpiter’in bir gezegen olabileceğini 3,000 yıl önce fark etmişti. Uranüs’ün 1871, Neptün’ün ise 1846’da keşfedilmesinin ardından, insanlık Güneş Sistemi’nin sınırlarının sanıldığından çok daha geniş olduğunu anladı.

    Cüce gezegen Plüton’un ötesinde kalan devasa buzul nesne diyarı Kuiper Kuşağı, insanlık için en zorlu, yeni keşif alanlarından birini temsil ediyor. Bir zamanlar ölü cisimler ve kozmik toz ile kaplı bir alan olduğu düşünülen Kuiper Kuşağı’nda ne olup bittiği, 2004 yılında Sedna cüce gezegeninin keşfedilmesi ile giderek merak uyandırdı. Sedna’nın tuhaf yörünge hareketini gözlemleyen astronomlar, gezegen büyüklüğünde bir cismin ilk ipuçlarını elde etti.

    Ardından, 2014’e gelindiğinden astronomlar 2012 VP113 adlı yeni bir küçük gök cisminin keşfini duyurdu. Sedna gibi anormal bir yörüngeye sahip olan gök cismi, benzer özelliğe sahip çok sayıda Neptün ötesi nesne (TNO) olduğuna işaret etti. Brown ve Caltech’ten bir diğer astronom Konstantin Batygin, Sedna ve 2012 VP113’ün bilinen gezegenlerin yörünge düzleminin altına inerek tekrar yükseldiği tespit etti. Kısaca, bir şeyler bu iki cisme ‘dokunuyordu.’

    Brown ve Batygin için Kuiper Kuşağı’nın derinliklerinde bir gezegen bulunma ihtimali ilk başlarda çok olağandışı gelse de, tespit edilen TNO sayısı arttıkça bu ihtimal güçlendi. Yaptıkları simülasyonlar, keşfettikleri altı TNO cisminin rastgele bozuk bir yörüngeye sahip olma ihtimalini sadece %2 olarak gösterdi. Bunun üzerine, 2016’da Dokuzuncu Gezegen hipotezine ait makalelerini yayınladılar.

    O tarihten bu yana yapılan araştırmalar TNO sayısını 13’e yükseltti. Brown’a göre gizemli gezegenin kütlesi Dünya’nın beş ile 10 katı arasında değişiyor. Dokuzuncu Gezegen’in Güneş’ten mesafesinin ise 500 Astronomik Birim (AU), yani Güneş-Dünya mesafesinin 500 katı olduğu düşünülüyor. Neptün’ün bir yörüngesini tamamlaması 165 yıl sürerken, Dokuzuncu Gezegen için bu süre beş ile 10,000 yıl arasında.

    Görsel: JPL-Caltech/R. Hurt

    Gerçekten bir gün bulacak mıyız?

    Dokuzuncu Gezegen’in bir diğer yıldız sisteminden kopup Güneş’in çekim kuvvetiyle Kuiper Kuşağı’nın derinliklerinde gezinmeye başladığı bile bugüne dek öne sürülen teoriler arasında. Brown ve Batygin’in de aralarında bulunduğu araştırmacılar tarafından yayınlanan en son makale ‘Planet Nine’ (P9) adlı gizemli cismin bin yıldır gözümüzden kaçtığını belirtiyor.

    Yine de, P9 görülmesi son derece zor bir nesne. Son derece karanlık ve ışığı çok az yansıtan bir yapısı olabilir. Bu durum, Vera C. Rubin Gözlemevi için bile zorlayıcı bir unsur olarak not düşülüyor. Ek olarak, son derece tuhaf ve geniş yörüngesi, gezegen bilimi hakkında bildiklerimizi bile değiştirebilecek türden.

    En son makale, bugüne dek TNO cisimleri üzerinde yapılan gözlemlerde toplanan verilerin dev bir gezegenin etkileşimleri ile uyumlu olduğunu belirtiyor: Bir yerlerde göremediğimiz ama devasa bir gezegen var.

    Kaynaklar: Livescience / Popular Mechanics
    Ana görsel: Caltech/R. Hurt (IPAC)

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler