Pazar, Kasım 24, 2024
More

    Araştırma: Kadınların gözyaşlarını koklamak erkeklerde agresifliği ciddi oranda düşürüyor

    İsrail’in Weizmann Bilim Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaya göre, erkeklerin agresigliği kadınların gözyaşlarını kokladıkları zaman ciddi oranda, tam %44 azalıyor. Kemirgenlerde de görülen ve gözyaşlarındaki kimyasal izlerden kaynaklandığı belirtilen etki, koruyucu bir özellik olarak beliriyor.

    Evrimin babası olarak kabul edilen Charles Darwin için gözyaşlarının duygusal etkisi oldukça kafa karıştırıcıydı. Öyle ki, Darwin için gözyaşları gözü nemlendirmenin dışında bir özellik taşımıyordu. Gözyaşı dökmek insanın kendisine özgü duygusal bir tepki olarak bilinse de, bilime göre içinde duygudan çok daha fazlası var.

    Araştırmacılar, memeli gözyaşlarının sosyal işaretler görevi gören kimyasallar içerdiğini, bir tanesinin de agresifliği ciddi oranda düşürdüğünü tespit etti.

    Örnek olarak, dişi bir farenin gözyaşları erkeğin beyin ağlarındaki agresifliği düşürerek agresif hareketlerinin de azalmasını sağlıyor. Ek olarak, dişisine sadıklığı ile bilinen çıplak kör farelerin agresifliklerini azaltmak için kendilerini gözyaşları ile kapladığı belirtildi.

    Yukarıdaki bulgulardan yola çıkarak insanlar üzerinde deneyler yapmayı kararlaştıran bilim insanları, erkeklerin kadın gözyaşlarını kokladığında nasıl değişim gösterdiklerini ve beyinleri üzerindeki etkisini inceledi. Araştırmanın başında yer alan Shani Agron, “gözyaşı koklamanın testesteronu düşürücü etkisini bildiklerini ve erkeklerde kadınlardan çok daha fazla agresifliği yatıştırdığını” söyledi.

    Geçmişte yapılan bir diğer araştırma, kadın gözyaşlarının kokusuz bir kimyasal işaret içerdiğine ve erkekler tarafından koklandığında cinsel dürtüyü ve psikolojik bariyerleri azalttığı, testeteron seviyesini de düşürdüğüne işaret etti. Peki bulgular neler gösteriyor?

    Agron et al.

    Gözyaşı koklamak en az %40 daha fazla sakinlik demek

    İlk olarak, kadın gözyaşlarının erkeklerde agresifliği düşürüp düşürmediğini anlamak için altı kadın donör kullanıldı. 22-25 yaşları arasındaki kadınlara ağlamalarını tetikleyecek duygusal videolar izletildi. Öte yandan, 25 erkeğe bilgisayarda kart oyunu oynatıldı. Kendilerine karşılarınındakinin insan olduğu belirtilse de belli bir algoritme karşı oynadıkları söylenmedi ve oyunda hile yapıldığı izlenimi uyandırıldı. Gerçek bir maddi kazançları olmasa da, oyuncular elde ettikleri fırsatlarda karşılarınındakinin para kaybetmesini sağlayarak tatmin içine girdi.

    Deneyden önce erkek denekler kadın gözyaşları ve tuzlu bir solüsyon kokladı ancak kendilerine ne kokladıkları söylenmedi. Kadın gözyaşları koklayan erkeklerde agresifliğin %43.7 düştüğü gözlemlendi. Sonuçları değerlendirmek için istatistiksel yöntemler kullanan araştırmacılar, gözyaşlarının etkisine yönelik sonucun sadece %2.9 oranında şans eseri elde edilebileceğini gördü. Kemirgenlerde olduğu gibi insanın duygusal gözyaşlarının agresifliği bloke eden temel bir özelliği olduğu anlaşıldı.

    İkinci aşamada, gözyaşı koklamanın deneklerin beyni üzerindeki etkisine bakıldı. Gözyaşı ve tuzlu solüsyonu kokladıktan sonra 26 erkek katılımcı Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) taraması altında kart oyunu oynadı. Beyinde agresiflik ile bağlantılı olan sol iç insular korteksi (AIC) ve prefontal korteksinde (PFC) faaliyetin yavaşladığı tespit edildi. Gözyaşı ve solüsyon koklayan deneklerin bu beyin bölgeleri arasındaki faaliyetlerin belirgin şekilde farklı olduğu görüldü.

    Beynin fonksiyonel bağlantısına bakıldığında, gözyaşlarının sol AIC’nin sağ amigdala ve priform korteksi ile bağlantısını güçlendirdiği görüldü. Yapısal bağlantı bulundurmalarının yanı sıra, bu bölgeler koklama ve agresifliğin fonksiyonel ağının bir parçasını temsil ediyor.

    PLOS Biology dergisinde yayımlanan araştırmada, yer alan bir diğer isim Noam Sobel, gözyaşlarının koklama ile bağlantılı reseptörleri etkilediği ve agresiflik bağlantı beyin faaliyetlerini ciddi ölçüde azalttığını belirtti. Buradan yola çıkarak gözyaşlarını “kimyasal bir örtü” olarak nitelendiren Sobel, kemirgen ve insanların yanı sıra belki birçok diğer memelide gözyaşlarının agresifliğe karşı bir koruma sağladığını söyledi.

    Bu düşünceyi savunan bir araştırmada, köpeklerin sahipleri ile tekrar bir araya geldiklerinde mutluluk gözyaşları döktüklerini ortaya çıkarmıştı. Yine de, bu kimyasal izlerin diğer köpekler veya insanlar tarafından anlaşılıp anlaşılmadığını kesinleştirmek için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.

    Araştırmalarını genişletmek isteyen bilim insanları, kadınların gözyaşı örnekleri vermekte çok daha hazır olduğunu çünkü ağlamayı sosyal anlamada daha kabul edilebilir gördüklerini not düştü.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler