Pazar, Aralık 22, 2024
More

    İklim Politikaları İnsanları Nasıl Değiştirir?

    İklim değişikliği gibi önemli konularda yeni politikalar oluştururken politika yapıcılar kadar bilim insanlarının da söz sahibi olması gerekir. Ülkelerin iklim politikalarını ortaya çıkaran kişiler insanların nasıl düşündüklerini yeniden düşünmek zorundadır. Araştırmacılar, iklim dostu politikalara uymanın aslında insanların neyi nasıl yaptıkları konusundaki düşünme şeklini değiştirdiğini gösteriyor.

    2005 yılından bu yana her yıl yayınlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI), 60 ülke ve AB’nin iklim koruma performansını izlemek için oluşturulmuş bağımsız bir izleme aracıdır. CCPI, her ülkenin performansını sera gazı emisyonları, yenilenebilir enerji, enerji kullanımı ve iklim politikası başlıklı dört kategoride değerlendirir. Uzun yıllardır listenin ilk üç sırası ülkelerin iklim konusunda o sıralara yerleşecek önlemler almaması sebebiyle boş bırakılıyor. Bu da demek oluyor ki tüm ülkeler listedeki başarılı ülkeler kadar kararlı olsalar bile tehlikeli iklim değişikliğini önlemek yine de mümkün olmayabilir. Ülkelerin iklim rejimlerini güçlendirmeleri gerektiği bir dönemde politikaların toplum üzerindeki yansıması nasıl oluyor?

    Tercihler Aynı Kalmaz!

    Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü (PIK) ve Oxford Üniversitesi, iklim değişikliği önlemleri ile insanların bu tedbirler bağlamındaki eğilimini ekonomik verilerle açıklamaya çalışıyor. PIK araştırmacısı Linus Mattauch’a göre iklim politikalarının tasarımı ekonomik modeller sayesinde ortaya çıkmaktadır. Hazırlanan raporda da belirtildiği üzere: “Tercihler, temelde bir birey olarak neyi sevip neyi sevmediğinizi, neyi daha az tüketmeyi tercih ettiğinizi ifade eden değerleri ve alışkanlıkları anlatır. Hesaplamaları kolaylaştırsa da gerçeklerden ziyade birer basitleştirmedir. Önemli detaylardan biri de tercihlerin her zaman aynı kalacağını düşünürseniz karbondan arındırılmış bir ekonomiye geçiş gibi gerçek ve esaslı değişimi planlamak çok daha zordur.”

    2006 yılında iklim değişikliği ekonomisi ile alakalı rapor yayınlayan Nicholas Stern, karbon fiyatlandırmasının oluşturulan iklim hedeflerine ulaşmada vazgeçilmez bir rolü olduğunu söylemektedir. Örneğin; fosil yakıt kullanımında iklim değişikliğini önleme amacıyla azalma görüyorsa ve fiyatların da bu noktada caydırıcılık sağladığını düşünüyorsa insanlar o zaman sadece tüketici olarak değil aynı zamanda vatandaşlık duygusuyla da hareket ederler. Bu sayede hem iklim politikalarına olan güven aşılanmış olur hem de uzun vadeli çevre politikaları tasarlanabilir.

    Mattauch kentsel tasarımın da bu noktada önemli olduğunu anlatmaktadır. Sanayi Devriminden bu yana karbon kaynakların kullanımıyla sağlanan araçlara öncelik tanıyan bir şehir tasarımı yerine “sıfır karbon” uygulamalarıyla şehirlerin dizayn edilmesi insanların hedefte bağlı kalmasına yarayacaktır. “Bir hükümet ekonomik olarak zor olsa da bir şehrin altyapısını daha bisiklet dostu hale getirirse vatandaşlar araba kullanmaktan vazgeçip bisiklete binmeye geçecektir. Bu davranış teşvik edildiği müddetçe farklı altyapılarda bile devam edecek ve insanlar çevreye kendi başlarına daha fazla fayda sağlayacaktır. Ortaya çıkacak faydaları hesaba katmak, bu kadar büyük yatırımların yapılmasını kolaylaştıracaktır.”

    İklim değişikliğine yönelik ekonomik analiz içeren bu araştırma, toplumsal hedeflere ulaşmak için farklı yollar belirleyerek gelecek nesiller için ve dünya çapında ilgili maliyet ve faydaları değerlendirerek iklim politikası için bir harita oluşturucu görevi görebilir. Her ne kadar talep bazlı politikaların sürdürülebilirliği tartışılsa da toplumun talebi ve tercihleri göz önüne alınmadığında ortaya çıkan risklerin daha fazla olduğunu söylemek mümkündür.

    Kaynakça

    www.sciencedaily.com/releases/2022/06/220609155716.htm

    https://www.germanwatch.org/en/21110

    https://www.pik-potsdam.de/en/topics/climate-policy-economics-energy/climate-policy-economics-energy

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler