Environmental International dergisinde yayınlanan ve son derece endişe verici makalede, insan plasentasında ilk kez mikroplastik tespit edildiği belirtildi.
Plastik kirliliğinin ulaşmadığı neredeyse hiçbir yer kalmadığı, insan plasentasında ortaya çıkarılan mikroplastikler ile doğrulandı. Bilim insanları bu durumun nasıl yaşandığını anlamaya çalışırken, mikroplastiklerin fetüs gelişimini olumsuz etkileyip etkilemediğine dair yeni araştırmalar yapılması gerektiğini not düştüler.
Boyutu beş milimetreden daha küçük plastik parçaları temsil eden mikroplastikler, daha büyük parçaların zamanla parçalanması ile oluşuyorlar. Deniz canlılarının yarısının karnında yer aldığı gibi doğanın dört bir yanına saçılmış halde bulunan mikroplastikler, vahşi doğa ve insan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor.
İnsan vücudunda daha önceden var olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen, mikroplastiklerin ilk kez plasentada ortaya çıkarılması oldukça endişe verici. Yapılan araştırmada, bilim insanları altı kadının plasentasından örnekler aldı ve numuneler çözüldükten sonra filtreden geçirildi. Altı plasentanın dördünde toplam 12 mikroplastik tespit edildi.
Her ne kadar bu sayı çok yüksek görülmese de, bilim insanları araştırmada plasentaların sadece %4’ünü temsil eden numuneleri inceledi. Kısaca, genele yayıldığında anne karnında çok daha fazla mikroplastik bulunması muhtemel.
Tüm 12 mikroplastik parçasının boyutu 10 mikrometreden daha küçük çıkarken, ikisinin boyutu 5 mikrometreden daha az olarak ölçüldü. Bu boyutlar, parçaların kan dolaşımına karışabileceği anlamına geliyor. Bilim insanları mikroplastiklerin annelerin kan dolaşımlarına karışıp karışmadığının yanı sıra, parçacıkların solunum mu yoksa sindirim sisteminden de mi plasentaya indiğini henüz bilmiyor.
İşin kötüsü, anne karnına indiklerinde mikroplastikler plasentanın her kısmına bulaşabiliyor. Tespit edilen 12 parçacığın beşinin cenin ile ilgili kısımda, dördünün anneye ait kısımda ve üç tanesinin de amniyotik sıvıyı korutan katmanlarda bulunduğu belirtildi.
Tüm parçaların kozmetik ürünleri, boyaları ve plastik malzemeleri renklendirmek için kullanılan bileşenler ile renklendirildiği anlaşıldı. Örnek olarak parçacıklardan bir tanesi demir hidroksit sarı ile lekelenmişti. Bu madde genelde polimerler ve makyaj malzemeleri için kullanılıyor. Diğer parçacıkların birçoğu ise tırnak boyalarında kullanılan bakır ftalosiyanin içeriyordu.
Araştırmacılar, plasentalarında mikroplastik tespit edilen annelerin tümünün sağlıklı bebekler dünyaya getirdiğini ancak bu durumun parçacıkların fetüsün sağlığını etkilemediğine dair kesin bir bilgi sunmadığını ifade etti. Araştırmalar, bu tür parçacıkların vücut içinde yer alması halinde bağışıklığı ve enerji birikimini olumsuz etkileyebileceğine işaret etti. Bu durum, ileride fetüslerin komplikasyonlar üretebileceğine işaret ediyor.
Bilim insanları, plasentanın fetüs gelişiminde önemli bir rol taşıması ve fetüs ile dış ortam arasındaki katmanı temsil etmesi nedeniyle mikroplastikler barındırmasının sağlığı tehdit edici unsurlar ortaya çıkarabileceğini belirtti.
Mikroplastiklerin plasentada yer almasının bağışıklık sistemini devreye sokup sokmayacağı veya hamileliği tehdit eden zehirli maddelerin yayılmasına neden olup olmayacağını anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerektiği ifade edildi.
Kaynak: IFLS