Evrim, yeryüzündeki çeşitli bitki, hayvan ve diğer canlı türlerinin kökenlerinin önceden var olan diğer türlerde olduğunu ve ayırt edilebilir farklılıkların birbirini izleyen nesillerdeki değişikliklerden kaynaklandığını varsayan biyolojideki teoridir.
Evrim teorisi, modern biyolojik teorinin temel yapı taşlarından biridir. Yeryüzündeki canlıların çeşitliliği şaşırtıcıdır. 2 milyondan fazla mevcut organizma türleri tanımlanmış ve isimlendirilmiştir. Bazı tahminlere göre 10 milyondan 30 milyona kadar çok daha fazlası keşfedilmeyi bekliyor. Etkileyici olan, sadece bu sayılar değil aynı zamanda boyut, şekil ve yaşam tarzındaki inanılmaz benzerlik ve farklılıklardır.
Çapı milimetrenin binde birinden daha küçük olan bakterilerden, 100 metre yukarıda yükselen görkemli sekoyalara; kaplıcalarda suyun kaynama noktasına yakın sıcaklıklarda yaşayan bakterilerden Antartika’nın buz kütlelerine ve -23° C’de tuzlu su havuzlarında gelişen mantar ve yosunlara; karanlık okyanus tabanındaki hidrotermal bacaların yakınında yaşayan dev tüp solucanlarından Everest Dağı’nın yamaçlarında, deniz seviyesinden 6.000 metreden daha yüksekte bulunan örümcekler ve larkspur bitkilerine kadar evrimin izleri keşfedildi.
Yaşamdaki neredeyse sonsuz varyasyonlar evrim sürecinin bir sonucudur. Bütün canlılar ortak atalardan gelen kökenlerle ilişkilidir. İnsanlar ve diğer memeliler 150 milyon yıldan daha uzun bir süre önce yaşamış canlıların soyundan gelir. Memeliler, kuşlar, sürüngenler, amfibiler ve balıklar 600 milyon yıl önce suda yaşamış solucanları ortak ataları olarak paylaşırlar. Ve bütün canlılar 3 milyardan daha uzun zaman önce ortaya çıkan bakteri benzeri mikroorganizmalardan türemişlerdir. Biyolojik evrim, değişimlerle miras bırakma sürecidir. Organizmaların soyları, nesiller boyunca değişime uğrar. Başta ortak bir atadan türeyen soylar zamanla birbirinden uzaklaşır ve böylece çeşitlilik ortaya çıkar.
19’uncu yüzyılın İngiliz doğa bilimcisi Charles Darwin, organizmaların evrimle ortaya çıktığını savunmuştur ve bilimsel açıklamalarla eksik olmakla birlikte esasen doğru bir şekilde evrimin nasıl gerçekleştiğini ve organizmalarda kanatlar ve gözler gibi belirli organların neden belirli işlevlere hizmet edecek şekilde açıkça yapılandırılmış özelliklere sahip olduğunu açıklamıştır. Açıklamasının temel kavram ise doğal seçilimdir. Doğal seçilim bireylerin daha keskin görüş veya daha hızlı bacaklar gibi yararlı özelliklere sahip canlıların daha uzun süre hayatta kalabilmesi ve daha az elverişli özelliklere sahip diğer canlılara göre soyunu daha fazla devam ettirebilmeleri için gerçekleşir.
20’nci yüzyılda doğmuş bir bilim dalı olan genetik, doğal seçilimin nasıl olduğunu ayrıntılı olarak ortaya koyar ve modern evrim teorisinin gelişmesini sağlar. 1960’lardan başlayarak bilimsel disiplin olan moleküler biyoloji, biyolojik evrime devasa katkıları olmuştur ve kısa bir süre önce insanlar ve şempanzelerin benzer genlerinin nasıl olduğunu açıklamak gibi imkânsız görünen ayrıntılı sorunları araştırmayı mümkün kılmıştır.
Bu makale, genel olarak canlılar için geçerli ,evrimi tartışmaktadır. İnsan evrimi hakkında bir tartışma için, insan evrimi makalesine bakılmalıdır. Evrim çalışması için gerekli olduğu kanıtlanmış bir disiplinin daha eksiksiz bir şekilde ele alınması için, genetik, insan ve kalıtım makalelerine bakılmalıdır. Evrimin belirli yönleri, renklendirme ve taklit makalelerinde tartışılmıştır. Evrim teorisinin bitki ve hayvan yetiştiriciliğine uygulamaları, bitki ıslahı ve hayvan yetiştiriciliği makalelerinde tartışılmaktadır. Dünya tarihinin önemli bir özelliği olarak yaşamın evrimine genel bir bakış, biyosferin evrimi konulu topluluk ekolojisinde verilmektedir. Charles Darwin’in hayatı ve düşüncesi hakkında ayrıntılı bir tartışma Charles Darwin makalesinde bulunur.
GENEL BAKIŞ
Evrimin Kanıtı
Darwin ve diğer 19’uncu yüzyıl biyologları, yaşamış olan organizmaların karşılaştırmalı çalışmasında, onların coğrafi dağılımlarında ve nesli tükenmiş canlılarının fosil kalıntıları hakkında biyolojik evrim için ikna edici kanıtlar buldular. Darwin’in zamanından bu yana, bu kaynaklardan gelen kanıtlar önemli ölçüde daha güçlü ve daha kapsamlı hale gelirken, daha yakın zamanda ortaya çıkan genetik, biyokimya, psikoloji, ekoloji, hayvan davranışları (etoloji) ve özellikle moleküler biyoloji gibi biyolojik bilimler güçlü ek kanıtlar ve ayrıntılı onaylar sağlamıştır. Canlıların DNA’sında ve proteinlerinde depolanan evrimsel tarih hakkındaki bilgi miktarı neredeyse sınırsızdır; bilim insanları, yeterli zaman ve laboratuvar kaynakları harcayarak, yaşamın evrimsel tarihinin herhangi bir detayını yeniden inşa edebilirler.
Evrim bilimciler artık evrim gerçeğini destekleyecek deliller yerine daha çok farklı delil kaynaklarından ne tür bilgilerin elde edilebileceğiyle ilgileniyorlar.
Unutulmamalıdır ki teori, halk arasında hayal ürünü ve dayanaksız fikir yürütme gibi düşünülse de bilimde teorinin anlamı farklıdır. Sarkac.org sitesinde de belirtildiği gibi, bilimde teorinin anlamı, geniş kapsamlı bir alanda, birbirinden farklı birçok gözlem ve deneyi açıklayabilen, henüz yapılmamış gözlem ve deneyler için öngörüler veren, birbirine bağlı önermeler sistemi demektir. Teori, tahminler ve hipotezlerden farklıdır. Çünkü şimdiye kadar birbirinden bağımsız çok sayıda deney ve gözlemle sınanmış ve aksi yönde bir kanıt bulunmamış anlamı taşır.
Yazı dizimizin devamında evrimin kanıtı konusunu, fosil kayıtları, yapısal benzerlikler, embriyonik gelişim ve kalıntılar, biyocoğrafya ve moleküler biyoloji alt başlıkları ile inceleyeceğiz.