Bir topluluğun içinde hiç senkronize olmuş gibi hissettiniz mi kendinizi? Bir mitingteki abartılı hareketleriniz, maç seyrederkenki halleriniz veya aşık olduğunuz insanı taklit etme durumu?
Bunların hepsi, vücudumuzun en gizemli bölgesi olan beynimizdeki ayna nöronlarından kaynaklanıyor.
Nasıl mı? Gelin beraber irdeleyelim.
Ayna nöronları araştırması 1980’lerden başlayarak 1990a kadar devam eden bir araştırmadır. Araştırmayı yapan İtalyan bir topluluktaki Rizolatti tarafından keşfedilmiştir.
Bu nörofizyolojistler, Macaca nemestrina (Güney domuz kuyruklu şebeği) türü 3 tane makağın ventral premotor kortekslerine elektrotlar yerleştirerek makakların el ve vücut hareketlerini bir süre takip ettiler. Deneyde bu şebeklerin verilen hareketleri tekrarlanması amaçlandı ve gerçekleşti. Bu sürede beynin özel bir bölgesindeki nöronların bu olaya karşı reaksiyon verildiği gözlemlendi. İşte bu nöronlar da ayna nöronları adını aldı. Bir başka rivayete göre de deneyde görevli olan bir öğrencinin uzun süren çalışma temposu sonunda maymunu taklit ederek önündeki maymunlar için duran cevizi yemesiyle bulunmuştur.
Ayrıntılı olarak sürdürülen deneylerde ayna nöronlarının özellikle beynin F5 bölgesinde konumlandığı düşünülmektedir. Ayrıca bu F5 bölgesinin de inferior frontal giruslarında ve inferior parietal lobüllerinde bulunur.
Bu mucizevi ayna nöronları elbette sadece maymunlarda bulunmuyor. Ayna nöronlarının bulunduğu bir diğer hayvan ise bir kuş türü. Melospiza georgiana(Bataklık kuşu) türünün kuşun ses algılama ve şarkı söylemekteki yeteneklerinin çok gelişmiş olduğu biliniyor .Bu tür üzerinde yapılan araştırmalarda, özellikle de şarkı söyleme ritüelleri sırasında beyinlerinin HVC bölgesine gönderilen elektrotların daha aktif olduğu görüldü. Araştırmanın sonunda kuşların ötmesini de sağlayan bu bölgede ayna nöronlarının olduğu sonucuna varıldı.
İnsanda da ayna nöronları bulunmakta. İnsanlarda bu nöronlar ile tutarlı beyin aktivitesi premotor korteks, yardımcı motor alan, birincil somatosensoriyel korteks ve alt parietal kortekste bulunur. Kısaca bu nöronlar insan beyninin çeşitli bölgelerine dağılmıştır diyebiliriz.
Ayna nöronları hayatımızın birçok alanında bizi etkiler. Karşımızdaki insanla kurduğumuz senkronizasyon, empati, sürü psikolojisi, dokunma, sinyaller ve taklitlerde etkilidir.
Empati yani insanların kendilerini bir başkası yerine koyma içgüdüsü beyin senkronizasyonuyla olur. Tüm insanlar ayna nöronları ile birbirine bağlıdır. Birine dokunduğumuz zaman araya giren ve maddi olan tek şey deridir, eğer deri olmasaydı dokunma hissi akıl ile denenirdi yani her insan birbirinin karşısında savunmasız ve açık olurdu. Diğer insanlardan bağımsız tek başına dünyayı gözlemleyen, insanları gözlemleyen bağımsız bir benlik yoktur. Ayna nöron sistemi insanların birbirleri ile arasındaki engelleri kaldırır. Bunlar bizim temel sinirbilim anlayışımızdan ortaya çıkar. Gerçekte insanlar, nöronları ile birbirine bağlıdır.
Kadınlarda erkeklerden daha fazla ayna nöronu vardır bu nedenle kadınların empati yeteneği erkeklerden fazladır
Kısaca insanlar için söylenen “En yakınındaki 5 kişinin toplamısın.” Sözü de ayna nöronları yüzündendir. Sürü psikolojisi de denen bu durumda insanın en beğendiği insanları taklit etme eğilimi görülür. Özellikle insanın hoşlandığı kişiyi taklit etme eğilimi de bu yüzdendir. Ayrıca ayna nöronlarının işlevsizliği sonucunda birtakım hastalıkların da (şizofreni,otizm) ortaya çıkmasına neden olur. Bu duruma da “kırık ayna nöronu sendromu teorisi” denir.
Ayna nöronlarını gözlemlemek ve değerlendirmek için şuan sadece eeg kullanılıyor. Eğer yakın zamanda bu verileri python, r, c++, gibi kodlama dillerine aktarabilirsek analiz ve üstünde oynama şansımız giderek artacak, hem de bilgisayar mühendisliği ile tıp bölümlerinin yeni ortak bir çalışma alanı olacaktır.
Kaynakça:
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28687313/