Türk internet medyası, sansasyonel başlık ve bilgiden yoksun içerikle mahvettiği bilim haberleri konusunda dün ufak da olsa bir ders aldı.
Astronomi meraklısı bir editör olarak bugüne kadar birçok Mars haberi yaptım. Üniversite yıllarında izlediğim sayısız belgesel ve okuduğum makaleler, çok yavaşta olsa yaklaştığımız Kızıl Gezegen hakkında kafamda birçok teori oluşturdu. Bu teoriler arasında tabii ki Mars’ta bir zamanlar hayat olduğu veya termonükleer savaştan kaçanların Dünya’ya geldiği gibi varsayımlar vardı.
Bilimde bugün ulaştığımız noktada, Mars ve diğer gezegenler hakkında akılcı ve gerçekçi değerlendirmelerde bulunmak için elimizde çok fazla kaynak bulunuyor. Türkçe internette ciddi bir bilimsel makale sıkıntısı yaşıyor olsak da, birçok insan bu açığı kapamak için çaba sarf ediyor.
İtalyan astronom Giovanni Schiaparelli, 1877 yılında Mars’ın yüzeyindeki toz fırtınalarının yarattığı şerit benzeri oluşumları sulama kanalları zannetmiş ve insanlar yıllarca Mars’ta gelişmiş bir medeniyet olduğu düşüncesini ele almıştı.
Schiaparelli’nin elinde bugün kullanılan uzay ve yer teleskoplarının yüzde 1’i bile olmayacak bir teknoloji vardı. Bizler ise on yıllardır yörüngeden gözlemlenen bir gezegen hakkında çok daha ciddi değerlendirmeler yapma şansına sahibiz.
Gelin görün ki üniversite öğrencilerine haber başına 2 TL’ye haber yazdırıldığı, imla hataları ve anlam bozukluğu nedeniyle haberlerin zar zor okunduğu ve kopyala-yapıştır haberlerin sallama cümlelerle tamamlanıp yayına verildiği Türkiye’de bilime ciddi bir şekilde bakmak mümkün değil. Olaylara bakış açımızla resmen bir çizgi film içinde yaşıyor gibiyiz.
‘Mars’ta piramit bulundu’ başlığıyla dün beliren haber de habercilikte ciddiyetten ne kadar uzak olduğumuzu ve sadece birkaç saatlik içerik üretmesi için ne kadar kalitesiz işler ortaya koyabileceğimize çok iyi bir örnek.
Nedir bu piramit?
Batı her zaman bizden daha objektiftir diye kabul ederim. Hatta komplo teorisyenleri için de bu düşüncem geçerlidir. Yine de ufoloji alanında her gün bir fotoğraf veya video üzerinden ‘dünya dışı yaşam’ iddiaları ortaya atan sayısız kaynak bulunuyor. Dün yaşanan mevzunun kaynağı da Google News’ta yer edinmeyi başaran birkaç haber sitesiydi.
Piramit iddiasına neden olan fotoğraf aşağıda, orijinal linki ise bu: http://mars.nasa.gov/msl/multimedia/raw/?rawid=0978MR0043250040502821E01_DXXX&s=978
Fotoğraf, Curiosity’nin MAST_RIGHT, yani iki kameradan oluşan Mastcam’in sağ kamerasıyla çekilmiş. 100mm lens ile elde edilen karenin panorama değil ancak belli bir alanı kapsıyor olması, mesafelerin daha kısa olduğu izlenimini veriyor.
Buradaki sorun, NASA’nın fotoğrafa ölçek yerleştirmemiş olması. Bu nedenle Curosity ile görüntülediği tepenin zirvesi arasındaki mesafeyi veye diğer nesnelere uzaklığını anlamak neredeyse mümkün değil. Gerekli hesaplamayı yapabilmek için, fotoğrafı çeken lensi bilsek de, en azından bir nesneye olan mesafesini de bilmemiz gerekiyor.
Buna rağmen yine Mastcam ile çekilen ölçekli fotoğraflarla karşılaştırıldığında, piramit şekilli kayanın Curiosity’den kilometrelerce uzakta olduğunu söylemek çok zor. Dahası, söz konusu kaya parçası tepenin yamacında yer alıyor. Uzaylılar neden eğimli bir yüzeye piramit inşa etmek isteyebilir?
Biraz elle tutulur bir iddia, 7 Mayıs’ta çekilen fotoğrafın ertesi günü elde edilen tüm görüntülerin başka yerleri göstermesi. Ancak Curiosity veya Opportunity arşivlerine bakıldığında aynı ‘noktanın’ iki gün üst üste gözlemlendiğine rastlanmıyor.
Geçmişteki örneklerden bildiğimiz bir diğer detay, başlıca rüzgar erozyonu nedeniyle kayaların birçok şekle bürünebileceği. Bunlar arasında ‘kalça kemiğine’ benzeyen taş parçası da bulunuyor.
Fotoğrafın orijinal kaynağı için tıklayın.
Sahte görüntüleri bile kullandık
Batılı sitelerden araklanan görüntüler, acemice hazırlanmış videolar ve sahte bir fotoğraf bile içeriyor. YouTube’a konan videoda, görüntü net bir şekilde düzleştirilmiş ve piramit kayanın bulunduğu eğim azaltılmış.
Doğal olarak kaynaksız verilen ve açıklama olmaksızın bir yere iliştirilen sahte fotoğrafta ise Büyük Piramit, Curiosity önüne yerleştirilmiş. Sözcü gazetesi de bunu kullanmış. Sabah’ın attığı başlık ise ‘Mars’ta piramit çıktı’… ‘Çıktı.’
İşin acıklı tarafı, YouTube videosunu seslendiren kişinin hiçbir gerçekçi bilgiyle savunmadan piramit şeklindeki kayayı ‘akıllı medeniyet izi’ kabul etmesi.
T24’ün de yapılan haberde de aynısını savunan bir başlık atması habercilik mantığıyla doğrudan çelişiyor. Haberin içinde komplo teorilerine gönderme yapılıyor, o zaman neden başlık tırnak içine alınmıyor veya ‘iddia’ denmiyor?
Haberin en sonunda ise ‘NASA cevap vermedi’ diye resmen sallama bir cümle eklenmiş. Kim sordu da cevap vermedi? Haberin kaynağı olan Milliyet zaten kopyala-yapıştır delisi olduğu için orijinal kaynak bilinmiyor. Sonuç olarak kim sormuş, sormamış salla gitsin.
NASA’nın bu konularda ‘sorulmasa bile’ hiçbir zaman yorum yapmadığını ve sebebini, astrofizikçi Umut Yıldız ile yaptığım söyleşi de kısaca belirtmiştim.
Tevfik Uyar’a teşekkürler
Değerli bilim yazarı olan Tevfik Uyar ile ntvmsnbc’de çalıştğım yıllarda, Twitter üzerinden tanışmıştım. Anlaşılacağı gibi tanışma bir haberime gelen eleştiriyle çıkan tartışma sonucu olmuştu. Medeni bir şekilde yapılan tartışmalar sonucunda, alalacele yetiştirmeye çalıştığım haberlerde gördüğü hatalar konusunda beni yönlendirmiş, ben de kendimi geliştirme şansı bulmuştum.
İnternet editörlüğü kariyerimde eleştirinin doğrudan haberi yazan kişiye iletildiğine çok az rastladım. Dahası Tevfik Bey’le diyaloğumuzu güçlendirip ntvmsnbc için güzel bir çalışma da yapmıştık.
T24’te beliren birkaç paragraflık, sırf hit alması için konulan piramit haberini görünce, hemen cevap verme gereği duymuş. T24’ün de bu makaleye yer vermesi ayrıca takdir edilecek bir olay.
‘Piramit vakası’nın Türkiye’de sadece bilim haberciliği için değil, genel habercilik anlayışı için de bir değişim sunmasını umuyorum. Haberlere bir infografik girmeye bile zahmet etmeyen, resmen yalan ve yanlış haber yazmaktan çekinmeyen bu zihniyetin değiştirilmesi lazım. Bunu iki haber sitesinden istifa etmiş ve artık kendi çabasıyla haber sunmaya çalışan biri olarak söylüyorum.