Şu an halihazırda kullanmakta olduğumuz takvimin kökeni Romalılara dayanmaktadır. Milattan önce 750 li yıllarda Romalı bilim insanları 1 yılın 10 aydan oluştuğunu kabul etmişlerdir. İlk zamanlarda Ocak ve Şubat gibi iki kış ayıda sayılmıyordu. Yıl Martta başlar aralıkta biterdi ve her bir ay yaklaşık 27-28 gün kadar sürerdi.
Bu kış aylarının olmamasının sebebi ise Romalıların kışın evlerinden çıkmayarak, hiçbir iş yapmamasıydı. Dolayısıyla kimse kış aylarını saymanın mantıklı olduğunu düşünmemişti.
Başa gelen bir Romalı hükümdar ilk olarak ocak ve şubat aylarını kış mevsimine dahil ederek sayılmalarını sağladı.
Daha sonra ise M.Ö 100 yıllarında büyük bir Romalı imparator başa geldi ve büyük fetihlerinin yanında tüm insanlık tarihini etkileyen başka bir konuya da el attı. Bu imparator tabi ki Julius (Jül) Caesar dı. Her ayın 27 gün değil, 30-31 günden oluşması gerektiğini söyledi. Yapılan diğer çalışmalar ise dünyanın 1 yılının tam olarak 365 gün değil, 365.242 günde yapıyor olduğunu gösteriyor.
Ancak burada gördüğünüz o kesir kısmını (365.242) hafife almayın bu kesir 1 yıl içerisinde 5 saat 48 dakika 46 saniye kadar bir fark meydana getiriyor. Peki bu fark ne anlama geliyor ? yeni yılı 31 aralık gecesi saat 00.00 değil, 5:48 gibi kutlamamız gerektiği anlamına geliyor.
Soruya geri dönecek olursak bu artık yıl nereden geldi ? yukarıda bahsini ettiğimiz 5 saat 48 dakika 46 saniyeyi direkt 6 saat olarak yuvarlarsak bu bir günün dörtte birine işaret eder. Dolayısıyla her 4 yılda bir fazladan 1 güne sahip oluyoruz demek oluyor bu ve bu yüzden her dört yılda bir artık gün olan 29 şubatı yaşıyoruz. Artık günleri bulmanın kolay bir yolu da var, son iki basamağı 4 e bölünebilen tüm yıllar içlerinde artık günü bulunduran yıllardır. Örneğin 2012-2016-2020 gibi. Ayrıca olimpiyatlarda bu artık günün bulunduğu yıllarda gerçekleştirilir.
Google bugüne özel bir Doodle tasarladı;