Lisede matematik öğretmeni olan Wilhelm von Osten, hayvanların da matematik işlemleri yapabileceğini düşünüyordu. Bunu ispatlamak için kendine bir at satın aldı. Ata dört işlemin yanında zamanı söylemeyi, günün tarihini takip etmeyi, notaları, okumayı ve yazmayı öğrettiğini iddia ediyordu ve ismini atın çok zeki olduğunu düşünmesinden dolayı ‘’Akıllı Hans’’ koymuştu.
Akıllı Hans, yazılı ya da sözlü olarak sorulan soruların cevabını toynaklarını yere vurarak ya da kafasını sallayarak veriyordu. Bir kez kafa sallaması “evet”, sürekli sağa sola sallaması ise “hayır” anlamına geliyordu. Oldukça başarılı olan at kısa süre içerisinde çok popüler oldu. Sahibi, Hans ile beraber bütün ülkeyi gezdi ve şovlar düzenledi.
At Hans, sonucu kesirli sayı olan soruları bile yanıtlayabiliyordu. Yanıtlarken önce payı sonra paydayı veriyordu. Hans, Almanya ve Hollanda’da oldukça meşhur olmuştu. Durumu araştırmak için bilim insanları tarafından Hans Komisyonu kuruldu. Komisyon tarafından gösterilerde hiçbir hile yapılmadığının ispatlanması üzerine Akıllı Hans’ın dosyası Fizyolog Oskar Pfungst’a iletildi.
Pfungst’un araştırması
Akıllı Hans’ı inceleyen Pfungst, atın aslında zihninden işlemler yapmadığını ve kendisini izleyen insanların tepkilerini okuduğunu ve yorumladığını gösterdi. Pfungst araştırmasını yaparken 4 farkı yöntem kullandı.
Önce Hans’ı bakıcısından ve seyircilerden ayırdı ve ipucu almasını önledi. Ayrıca soruları bakıcı dışındaki farklı kişilerin sormasının sonuçları etkileyip etkilemeyeceğini denedi. Bununla da yetinmeyen Pfungst, atın gözlerini de bağladı ve soru soran kişiyi görmesini tamamen engelledi. Pfungst, son olarak soruyu soran kişinin sorunun cevabını bilmesi durumunu kontrollü olarak değiştirdi.
Pfungst’un araştırmasının sonuçları
Bu yöntemlerle yapılan denemelerden sonra Akıllı Hans’ın bakıcısı dışındaki kişilere de doğru cevap verebildiği gözlemlendi. Bu bilgi sayesinde Hans’ın hile yapmadığı anlaşıldı. Fakat Hans, sadece soruyu soran kişinin sorunun cevabını doğru bildiği ve onu görebildiği durumlarda soruya doğru cevap verebiliyordu.
Pfungst yaptığı araştırmada, Hans toynağını doğru sayıda vurmaya yaklaşınca, soruyu soran ve cevabı bilen kişilerin mimiklerindeki değişimlerini takip edebildiğini ve bu sayede doğru cevabını bulduğunu ispatladı. Doğada birbirlerinin vücut dilini okuyan atlardan farklı olarak Hans, insanların yüzündeki gergin ifadenin doğru cevaptan sonra rahatladığını fark ediyor ve doğru cevabı buluyordu.
Pfungst tarafından yapılan bu araştırmadan sonra yaşanan olaya “Akıllı Hans etkisi” denmeye başlandı.
Hayvanların zekasının ve izleyici beklentisinin olaylar üzerindeki etkisi üzerine yapılan bu araştırma büyük önem taşımaktadır. Atların insanların vücut dilini okuyabildiğini ve mikro ifadeleri bile yakaladığını ispatlayan Pfungst, deneylerine devam etti. Cevabını bilmediği sorulara ayaklarını yere vurarak cevap veren Hans, izleyicilerin vücut dilini okuyarak sorulara doğru cevap verebiliyordu.
Akıllı Hans’ın sahibi Wilhelm von Osten, bu araştırmanın doğruluğunu asla kabul etmedi ve atıyla birlikte gösteriler düzenlemeye devam etti.