Hala kadınların belli meslekleri yapamadığına mı inanıyorsunuz? Hele ki korsanlık. O zaman 1775-1844 yılları arasında yaşamış Ching Shih’in yaşam hikayesini okuyun.
KORSAN ALGISININ DEĞİŞİMİ
Tarihteki ilk korsanlar Akdeniz ve Ege’de 14.yy’da görülmüştür. 1700’lu yıllara gelindiğinde korsanlar devletler için yasadışı işler yapan ajanlar olarak kabul ediliyordu. Bildiğimiz gibi 1900’lu yıllara kadar ticaretin %90’i uluslararası sularda gerçekleşiyordu. Sömürgeci devletler için denizlere hakim olmak sömürgecilik yarışının kaçınılmazıydı. Korsanlar özellikle Afrikalı sömürgeleri kendi gemilerinde taşıyıp sömürgecilik ticaretini devletleri adına yaparlardı. O dönemlerde devletlerinden ödül alan korsanlar çoktur. Bu durum günümüze gelindiğinde değişmiştir.
Modern korsanlar petrol gemilerine saldırarak doğrudan uluslararası yasaları ihlal eden bir suç eylemi gerçekleştirmektedir. Uluslararası hukuka göre korsanlık günümüzde bir suçtur.
EN BAŞARILI KORSAN BİR KADINDI
1800’lerde Çin denizinde korsanlık yapan Cheng I Çin devleti için çalışmıyordu. Tuz ve baharat yolunu takip ediyordu. Kırmızı bayraklı korsan gemilerini Çin denizinde yürüten Cheng I, demir attığı karalardan birinde 26 yaşındaki Ching Shih (Madame Ching) ile tanıştı.
Shih’in o dönemlerde çok güzel bir hayat kadını olduğu söylenir. 1801’de, Ching I 42 yaşındayken evlenirler. Shih, kızlık soyadını değiştirerek eşinin adı olan Cheng I (Sao) olarak anılmaya başlar. Fakat evlendikten 6 yıl sonra talihsiz bir kaza olur. Kimilerine göre tsunami sonucu, kimilerine göre Vietnamlılar tarafından öldürülen Cheng I’in yerine eşi geçer. Shih korsan olarak hayatına devam etmeye karar verir ama kendi soyadıyla.
Araştırmalara göre Ching Shih 19.yy’da 1200’den fazla korsan gemi ve yaklaşık 60.000’den mürettebatı idare etmiştir. Dönemin en azılı rakibi Siyahsakal (Blackbeard) bile sadece dört gemiye ve toplamda 300 korsana sahipti. Sadece tuz ve baharat değil sabun ticaretini de eline alan Shih, kurduğu diplomatik arkadaşlıklarla kendisini durdurmaya çalışan Çin gemilerine dehşet yaşatmıştır.
Yaklaşık dört yıl korsanlığa aynı şekilde devam eder. 1840 yılında, Çin devletine kendi isteğiyle teslim olur. Herkes Shih’in çok ağır bir cezayı hakkettiğini söyler. Fakat beklenenin aksine Çin İmparatoru bu esrarengiz kadının orduda en yüksek rütbe olan amiralliğe yükseltilmesini emreder. Shih geri kalan kendi ordusunun da Çin devleti için çalıştırılmasını kabul ederek korsanlığı bırakır.
SHIH’IN KORSANLIK KURALLARI
Shih’in kuralları o dönemlere göre oldukça katıydı. Örneğin üstlerin emirlerine itaatsizlik eden herhangi bir korsan hemen yerinde cezalandırılırdı. Bu gözünü yada kolunu kaybetmek seklinde olabilirdi. Bir korsan kadın bir tutsağa tecavüz ederse, o korsan her ne sebep verirse versin ölüme mahkum olurdu.
Kendi ordusunda da birçok kadın korsan vardı. Shih, hemcinslerinin tecavüze uğramaması için ilave katı kurallar belirlemiştir. Örneğin gemide tecavüz edilen bir korsan kadınsa, suçlu derhal öldürülürdü. Eğer rıza durumu varsa ve huzuru bozarlarsa her iki tarafa da önce ceza verilip sonra öldürülebilirdi. Shih bir kadın olarak kimsenin gözünün yaşına bakmamıştır.
Karayip Korsanları gibi birçok kitaba efsane olan bu kadın, 1844 yılında 69 yaşında öldü. Fakat zannettiğimiz üzere korsanlığın sadece erkeklere özgü bir meslek olmadığını onlardan daha başarılı olarak kanıtlamıştır.