Cumartesi, Kasım 23, 2024
More

    Komplo teorisyenleri YouTube’daki iklim değişikliği konseptini gasp ediyor

    Milyarlarca insan için en önemli bilgiye erişim aracı olan YouTube’da yer alan iklim değişikiği videolarının büyük kısmının komplo teorisyenleri tarafından üretildiği anlaşıldı.

    RWTH Aachen Üniversitesi’nden Joachim Allgaier’in başını çektiği araştırmada, YouTube’daki iklim bilimi ve iklim mühendisliği ile ilgili videoların yarısından fazlasının komplo teorilerini öne çıkardığını belirtti.

    Frontiers in Communication dergisinde yayınlanan araştırmada, YouTube kullanıcılarının iklim değişikliği ile ilgili arama yaptıklarında nasıl sonuçlarla karşılaştığı analiz edildi. Aramalarda beliren videoların, Birleşmiş Milletler (BM) Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından çizilen bilimsel şablona uyumluluğu kontrol edildi.

    Çalışmada, 10 araştırma ekibi kullanıldı: İklim, iklim değişikliği, iklim mühendisliği, iklim manipülasyonu, iklim modifikasyonu, iklim bilimi, jeo-mühendislik, küresel ısınma, chemtrails (uçakların havada bıraktığı izler) ve iklim hack’ing.

    Son iki madde daha çok komplo teorisyenleri tarafından kullanılan bilimsellik dışı terimler olarak kabul edilse de, arama sonuçlarına etkileri değerlendirildi.

    Dark Web’e giriş sağlayan, kullanıcıların anonim arama yapabildiği Tor tarayıcısını kullanan araştırmacılar, her araştırma başlığına 20 video düşecek şekilde yaklaşık 200 video belirledi.

    Videolardan 89 tanesi, iklim değişikliğini insan eliyle oluşan bir etken olarak değerlendiriyordu. Bu videolardan dördünde, iklim bilimciler problemin insan kaynaklı olmadığını savunan kişiler ile değerlendirme yapıyor.

    107 videoda ise iklim değişikliğinin insan faaliyetleri nedeniyle ortaya çıktığı düşüncesi reddediliyor. Bu videolardan 16 tanesinde insan faktörü direkt reddedilirken, 91 tanesi iklin mühendisliği ve iklim değişikliği hakkında komplo teorileri yayıyor.

    İklim değişikliğini bilimsel çerçevede değerlendiren ve komplo teorileri ile göz ardı eden videoların izlenme oranlarına bakıldığında ise endişe verici bir tablo belirdi. Toplam izlenme oranları neredeyse dengedeydi. Bilimsel görüş açısı içeren videoların toplam izlenme sayısı 17 milyon iken, komplo teorilerini öne çıkaran videoların toplan izlenmesi sadece 2,294 daha azdı.

    Tek teselli edici notta, iklim, iklim değişikliği, iklim bilimi ve küresel ısınma gibi ana terimlerde beliren videoların bilimsel bakış açısı içinde kalması.

    Araştırmada dikkat çeken videolardan bir tanesi, YouTuber Veritasium tarafından yayınlanan “Küresel Isınma Hakkındaki 13 Yanlış Kanı” başlığını içeriyor. İklim değişikliğini bilimsel olarak açıklayan video aynı zamanda bazı temel görüşleri de çürütmeyi deniyor. Video, “küresel ısınma” (global warming) araması yapınca beliriyor. İzlenme sayısı ise 3.3 milyon.

    “Uçakların saldığı gazlar zihin kontrolü yapıyor”

    YouTube arama motoruna “küresel ısınma” yazıldığında bilimsel görüşleri çürütmeye çalışan videolar ağırlıkta olurken, jeo-mühendislik ve iklim modifikasyonu gibi spesifik aramalar tersi sonuçlar veriyor.

    Allagaier, YouTube’da bahsi geçen iki terimin komplo teorisyenleri tarafından başarıyla gasp edildiğini belirtti. Her iki terim için beliren arama sonuçlarının geneline bakıldığında, %92.5’inin “chemtrail” komplo teorisi ile ilişkili kılındığı anlaşıldı.

    Kısaca, her ne kadar bilimsel çerçevede görünse de jeo-mühendislik gibi yeni terimler üzerinden yapılan aramalar aslında komplo teorisyenleri tarafından kullanılıyor. Bu strateji ile ‘chemtrails’ komplosunu öne çıkarmak isteyenler, yapay iklim modifikasyonu veya manipülasyonuna yönelik teknik opsiyonlar sunan etkinlikleri veya bilimsel tartışmaları sabote edebiliyor. Birçoğu amatörler tarafından hazırlanan chemtrail odaklı komplo teorisi videoları, şeytani amaçlı devletlerin uçaklardan salınan kimyasallar ile zihin kontrolü yapmaya çalıştığını öne sürüyor.

    Yapılan araştırmanın sonuçlarında, chemtrail komplosuna belli bir açıdan karşı gelen sadece bir video bulundu:

    Allgaier, jeo-mühendislik teriminin iklim değişikliğinin ciddi sonuçlarını tersine çevirmek için kullanılan teknolojileri temsil ettiğini ve sera gazı yayılımı ile ne kadar iyi baş ettiğimize dikkat çektiğini belirtti. Ancak YouTube’da jeo-mühendislik araması yapıldığı zaman bilim insanları veya mühendisler tarafından yapılan değerlendirmeleri görmüyorsunuz. Tersine, tamamen bilimsellik dışı bir bakış açısı ile hazırlanan videolar ile karşılaşıyorsunuz.

    “YouTube’un sorumluluğu var”

    Allgaier, ortaya çıkan tablodan direkt YouTube kullanıcılarının sorumlu olmadığını ancak YouTube’un politikalarının yetersiz kaldığını belirtti. Dünyanın en büyük platformu eğitim içeriği üzerinde çok büyük bir nüfuza sahipken, Allgaier’e göre buna çok az odaklanıyor.

    Eğitim içeriği üzerinde kısmen kontrolü olan medya kuruluşlarına kıyasla, YouTube gibi sosyal platformlar sahte bilgilere ve komplo teorileri için hazine sandığına dönüşmüş durumda. Sebebi, bir kontrol mekanizması yok. Herkes uzmanlık alanından bağımsız ne isterse yükleyebiliyor, verdikleri bilginin doğruluğu sınanmıyor.

    Komplo teorileri internete düştüğü anda engellemek de bir o kadar zorlaşıyor çünkü sosyal medya üzerindeki sayısız kanal aracılığı ile yayılıyor. Allgaier, bu noktada YouTube’un algoritma ayarının önemine değiniyor:

    “YouTube arama algoritmasının nasıl çalıştığı çok şeffaf değil. Bu çok güçlü yapay zekanın bizler için çoktan kararlar verdiğinden haberdar olmalıyız. Örnek olarak, “otomatik oynatmayı” seçtiğiniz zaman tercihleri yapan tamamen YouTube.”

    Allgaier, bu noktada YouTube’un sorumluluk üstlenmesi ve kullanıcıların bilimsel ve bio-medikal terimler üzerindeki aramalarında yüksek kalite bilgiye erişmesi gerektiğini ifade etti.

    YouTube: Adım atacağız

    Dikkat etmemiz gereken husus, araştırmanın 2015-2018 yılları arasında yapılmış olduğu. YouTube, sahte bilgilerin ve komplo teorilerinin yaygınlaşması üzerine YouTube Ocak ayında açıklama yapmış ve “video öneri algoritmasının güncelleneceğini” belirtmişti.

    İklim değişikliği hakkındaki spesifik terimlerin öne çıkmasondan, YouTube’un belli güncellemeler yaptığı söylenebilir. Ancak araştırma spesifik bir konuda YouTube videolarının komplo teorileri ile ne kadar harmanlandığı ortaya koyuyor. Kısaca tek sorun arama sonuçlarında çıkan videolar değil, içeriklerin kendisi.

    Allgaier’in bu aşamadaki önerisi hepimizin aklına gelen ve aslında çok önceden atılması gereken bir adım: İşin uzmanının video üretmesi.

    Umuyoruz YouTube içi boş video diyarı olmaktan daha çok, doğru bilgiyi savunan bir platform olmaya kayacak.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler