NASA, Güneş Sistemi’nde düzenlenecek yeni nesil uzay görevleri kapsamında Satürn’ün buzul uydusu Titan’ın havadan keşfedileceği Dragonfly projesinin kabul edildiğini açıkladı.
NASA, yeni nesil uzay keşif projelerinden birisini daha duyurdu. 27 Haziran’da yapılan açıklamada Johns Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratavurı (APL) tarafından geliştirilen Dragonfly projesinin kabul edildiği duyuruldu. Dragonfly, 67P/Churyumov-Gerasimenko kuyrukluyıldızına numune toplamak için gönderilmesi planlanan CAESAR (Komet Astrobiyoloji Keşif ve Numune Görevi) projesini elemeyi başardı. 12 proje arasından finale kalan Dragonfly ve CAESAR, NASA’nın 1 milyar dolar bütçeli New Frontiers programı kapsamında sunulmuştu.
Kısaca bir değerlendirme gerekirse, Cornell Üniversitesi tarafından sunulan CAESAR’ın kaybetmesi çok şaşırtıcı değil. 67P kuyrukluyıldızı Rosetta tarafından didik didik incelendiği gibi mevcut OSIRIS-REx ve Hayabusa-2 görevleri farklı asteroitlerden numune toplayarak 2020 ve 2023 yıllarından Dünya’ya getirecek (2006 yılında Stardust görevi ile bu önceden başarılmıştı). Ayrıca, Titan’ın cazibesi yanında 67P çekici olmaktan çok uzak kalıyor.
Çift dört pervaneli drone olan Dragonfly, Titan’ın bir noktasından diğerine uçacak, ölçümler yapacak ve aklımızı kaçırmamıza neden olacak kuş bakışı manzaralar çekecek. Titan’ın kalın nitrojen ağırlıklı atmosferinde güvenli şekilde uçması beklenen Dragonfly, Mars emekçileri Opportunity ve Curiosity gibi yer keşif araçlarının yıllar içinde kat ettiği mesafeyi birkaç günde kat edecek. Dragonfly, dikey kalkış ve iniş yapabilecek.
Cassini görevinde binlerce büyüleyici fotoğrafı elde edilen Titan, gezegenimize benzerlikler taşıyan gizemli bir buzul dünyayı temsil ediyor. Ay’ın yaklaşık iki katı olan Titan, Güneş Sistemi’nde atmosferi bulunan (ki Dünya’nınkinden kalın) tek uydu olduğu gibi yüksek ihtimalle organik yaşam formu içeren metan okyanus ve göllere sahip. Dahası, karmaşık yüzeyi nehirler ve kanyonlar ile kaplı. Çok güçlü toz fırtınaları ve yağmurlara tanık olan Titan’ın yüzeyi yüksek ihtimalle sıvı metan içeriyor.
Cassini’ye selamlar
Yüzeyinde bolca metan, atmosferinde ise karbon zengibi matertaller içeren Titan, Dünya’dakinden çok farklı olmak üzere yaşam barındırıyor olabilir. Bu kapsamda küçük drone buzul dünyadaki yaşam izlerini araştırmak için kütle spektrometresi, gama ışın spektrometresi ve bir kamera taşıyacak (kamera mikroskobik ve panoramik fotoğraflar çekebilecek).
NASA’nın verdiği bilgilere göre Dragonfly’ın bir dizi kum tepesinin yakınına indirilmesi planlanıyor. Drone uzay aracı, buradan hareketle tepeleri aşıp geniş bir kratere yollanacak. Söz konusu krater, bir zamanlar sıvı su ve karmaşık organik moleküller içerdiği düşünülen Selk krateri olacak. Dragonfly, Selk ve civarındaki gözlemleri esnasında yaklaşık -185 derecelik sıcaklığa dayanacak.
Dragonfly’ın Titan’da tam 2.7 yıl görev yapması hedefleniyor. Bu süreçte drone 25 kez havalanacak ve toplam 180 kilometre mesafe kat edecek. Dragonlfy’ın Güneş’ten 1.4 milyar km ötede yer alan Satürn sistemine 2026’da ateşlenmesi planlanıyor. Uzay aracının Titan’a varış yılı ise 2034 olacak.
Dragonfly görevinin başarısı, insanlığın 21’inci veya 22’nci yüzyılda Titan’ı kolonileştirmesi adına büyük önem taşıyor. Bu aşamada 13 yıl boyunca Satürn sistemini gözlemleyen Cassini uzay aracının topladığı veriler büyük rol oynayacak. Cassini’nin açtığı yolda ilerleyecek olan Dragonfly, Europa’nın ardından Dünya’ya en yakın ikinci potansiye buzul koloninin keşfedilmesini sağlayacak.