Hipnoz ile ortaya çıkan gerçeklerin ardından birçok araştırmacı ve ufolojist değişik teoriler ortaya atmaya başladı. Buna göre genel düşünce, her şeyin insan aklı içinde bittiği, uzaylıların hipnoz edebilme gibi bir yetenekle, insan ruhu ile beyninin bağlantısı koparıp, onları istediklerine inandırabilme ve iletişim kurma şansını elde ediyorlardı. Hipnoz önemliydi, çünkü beyni kontrol ettiği kabul edilen ruhun beyin ile bağlantısını koparıyor, kontrolü hipnozu yapan kişinin/uzaylının eline veriyordu. Betty ve Barney Hill çiftinin yaşadıkları olay ve sonrasında, zorunluluk hissi ile istemsiz yaptığı şeyler buna çağrışım yapıyordu.
Bazı araştırmacılar uzaylıların öğretilerinin, binlerce sene önce Uzak Doğu’da yaşamış kâhinlerin öğretileri ile bağlantılı olduğunu savunur. Ufolog John Weldon ise şöyle bir düşünce öne sürdü: “Binlerce gerçek uzaylının dünyamıza milyonlarca ışık yılı uzaklıktan gelerek, bize felsefe öğretmeleri, Hıristiyanlığı reddetmeleri ve gizemli bir ilimi desteklemeleri ne kadar mantıklı? Ve eğer gerçekten bu Dünya dışı varlıklar düşündüğümüz kadar ilerlemişlerse (ilim+teknoloji olarak), neden şeytan gibi insan bulundurmak ve ikame etme gereği duyuyorlar?”
Fransız araştırmacı Dr. Pierre Guerin konuya farklı bir bakış açısı getiriyor ve UFO olaylarının bir türlü mantıklı bir şekilde açıklanamamasının, fizik kurallarından çok büyü ve sihir işi olduğunu, uzaylıların da şeytana ait olan davranışlara çok benzer özellikler gösterdiklerini öne atıyor. Yunan dilinde “demon” yani şeytan kelimesinin kökü bilgi, zekâ anlamına geliyor. Araştırmacılar şeytanların, insanların ulaşamadığı boyutlar arası bilgilere ulaşabildiklerini savunuyorlar. Araştırmacı John A. Keel, demonoloji (şeytan ve cin varlığını inceleyen bilim dalı) ile elde edilen bulguların, UFO olaylarından sonra olayı yaşayan insanlar üzerinde gözlemlendiğini, demonoloji ile elde edilen sonuçların UFO vakalarında da tıbbi ve duygusal semptomlar olarak görüldüğünü yazmıştır.
1969 senesinde, “UFO’s and Related Subjects”, yani UFO’lar ve Bağlantılı Konular adında 400 sayfalık bir rapor yayınlandı. Raporu hazırlayan Lynn Catoe, bin tane UFO makalesi ve sayısız kitaptan yararlanarak bu araştırmayı hazırladı. Elde ettiği sonuçlar ilginçti: “Var olan UFO edebiyatının büyük bir kısmı metafizik ve mistisizm ile yakından alakalıdır. Bu edebiyatın içinde ruhsal telepati, otomatik yazı yazma, görünmez varlıklar ile yaratıkların ve sahip oldukları eşyaların ortaya çıkması/belirmesi gibi konular bulunmaktadır. Bugün kamuoyunda yayınlanan birçok olay inanılmaz derece şeytan mülkiyeti ve parapsikolog ile doktorların öne sürdüğü olağanüstü şeylere benzerlik göstermektedir.”
Jacques Vallee adlı ünlü Fransız ufolog, “Messengers of Deception”, yani Aldanmanın Habercileri adlı kitabında, UFO’ların şeytanlar ile doğrudan alakalı olabileceğini savunur. “Confrontations”, yani Karşılaşma adlı kitabında ise, şunları yazar: “Uzaylılar tarafından kaçırıldıklarını söyleyen insanların anlattıkları tıbbi deneyler, sadist cinsel yönlendirmeyi çağrıştırır ve eski çağlara ait şeytanla karşılaşma olaylarını hatırlatır.” Vallee, UFO gözlemlerine çok ilginç bir görüş belirtir. Buna göre insanların UFO gözlemleri hakkında, “dünya dışı varlıkların dünyayı ziyaret ettiklerine” dair düşünce tamamen yanlıştır. Aslında bu, “kontrol edildiğimiz varlıklar tarafından denetlenmemiz” demiştir. Vallee, bunun dünya çapında gerçekleşen bir hadise olduğunu, uzaylıların dünyayı bilinçaltından ele geçirdiğini ileri sürer.
Vallee’nin düşünceleri yapılan alışılmış açıklamalara daha mantıklı bir yaklaşım getirir. Ona göre yapılan bu denetleme süreci içindeki UFO gözlemleri, fiziksel olaylar (yanılmalar) değil, gerçektir ve bilerek yapılmaktadır. Tüm bu belirsiz gözlemler ve halüsinasyonlar ile insanları korkutarak belirsiz olarak kalmaya çalışırlar.
Peki Tanrı tüm bunlara ne diyor? İncil’de neler yazmaktadır? İncil, Büyük Tufandan önce dünyada var olan ve “Nephilim” denilen süper olağanüstü varlıklardan bahseder. Nephilim, Tanrı’nın oğulları ile insanlardan doğma kadınların birlikteliğinden meydana gelen insanüstü varlıklardır. Ancak bu birliktelik insanlığın yazgısını belirler. İyi, temiz yürekli olan erkeklerle insan olan, şeytani kadınların birlikte olması ve insanların çoğalması Tanrı’nın yargısını gerektirecek bir insanlık yaratır.
İncil’de şöyle der: “Ve İsa dedi ki, dünyanın üzerinde yaratmış olduğum hem insanları hem de yaratığı ve sürünen şeyleri ve havada yaşayan hayvanları yok edeceğim, çünkü onları yarattığım için pişmanım.” Dünya tufana tutulur. Bu olaydan sonra insanlığı yaratacak olan en kusursuz varlık Nuh’tur. Nuh, Tanrı ile beraber yürümektedir. Ancak Nuh’un zamanında görülmüştür ki, Nuh’ta kusursuz değildir…Artık Tanrı’nın bir tek dayanağı kalmıştır. Kusursuz olan ve kendisi ile beraber yürüyen uygarlık insanlık değil, ama Dünya dışı varlıklardır. California Maywood vaftiz kilisesi hatibi Dr. I.D.E. Thomas’ın sözleri: “Zamanın sonu geldiğinde, Dünya dışı varlıklar, şeytansı varlıklar dünyanın sonunu getiren en büyük saldırıyı yapacaklar. İşte o an, belki de İsa tekrar gözükebilir ve insanlık için yeni bir başlangıç olabilir.”