Kolestrolümüzü yükseltiyor, aşırı hayvan besiciliği çevreye zarar veriyor, hayvanlara zulüm yapılıyor, üstelik pek çok başka yoldan protein elde etmek de mümkün. Ama yine de et yemekten vazgeçemiyoruz.
Her ne kadar vejeteryanlık ve veganlık artsa da, dünya nüfusunun hala çok küçük bir yüzdesi et tüketmiyor. Benim gibi pek çok insan lezzetinden vazgeçemediği için et yemeye devam ederken, hafif hafif vijdan azabı da çekiyor olabilir. İşte o an “doğanın düzeni böyle” diyip geçiyoruz belki de.
Peki ama teknoloji tüm bu düzeni değiştirebilir mi? Hayvan hücreleri kullanılarak geliştirilmiş ete ne dersiniz?
Aralık ayında İsrail merkezli Aleph Farms firması 2 yıllık çalışmanın sonunda, laboratuvarda geliştirilen ilk yapay “biftek”i tanıttı.
Şirketin CEO’su ve kurucu ortağı Didier Toubia işlerinin kolay olmadığını ima ederek; “Et kompleks bir yapıdır, sadece bir araya yığılmış hücreler değildir. Pek çok farklı özellikli hücre biraraya gelerek üç boyutlu bir yapı oluşturur” diyor.
Yapay et yeni bir konu değil
NASA 2000’li yılların başından bu yana yapay deniz ürünü ve et üretme projelerinin peşinde. Bu anlamda ilk başarılı sonuç 2013 yılında Hollanda’da Maastricht Üniversitesi’nde geliştirilen yapay hamburgerdi. Bir ineğin boynundan alınan hücrelerle laboratuvarda geliştirilen ilk başarılı yapay et, 300-350bin dolara malolmuştu.
Uçuk görünebilir. Ama çalışmalar yaygınlaştıkça ve teknoloji geliştikçe maliyetler ciddi anlamda düşüyor. Aleph Farms firmasının yapay bifteğinin maliyeti sadece 50 dolar.
Bugün başta Silikon Vadisi olmak üzere dünyanın dört bir yanında, yapay et geliştirme peşinde olan, onlarca şirket var. Üstelik konu sadece et değil. Tavuksuz yumurta, ineksiz süt, balıksız balık eti gibi pek çok yapay hayvansal gıda çalışmaları sürüyor.
Sürdürülebilir bir çevre için çok önemli
Önümüzdeki 30 yılda küresel çapta et tüketimin %70 artması, dünya nüfusunun 2050 yılında 9 milyarı aşması bekleniyor. Hem ekolojiyi ve çevremizi korumak, hem de milyarlarca insanı doyurabilmek için radikal bazı çözümlere ihtiyacımız var.
Yapay hayvansal gıdalar tüm bu problemlere bir çözüm sunabilir. Üstelik laboratuvarda geliştirilen etin tuz, yağ oranını kontrol etmek, hastalıklardan uzak olmasını sağlamak çok daha kolay. Antibiyotik ve hormon kullanımına da ihtiyaç duyulmuyor.
2019 marketlerde yapay etin satılacağı yıl olur mu bilinmez; ama yapay hayvansal gıdaların hayatımıza girmesi çok uzun yıllar süreceğe benzemiyor.
Bu yazının orijinali Ozan Onat imzası ile Gelecek Şimdi sayfasında yayınlanmıştır.