Batı dünyasının neredeyse her gün uzay-keşfi alanında büyük atılımlar yaptığını görüyoruz. Mars InSight uzay aracının Kızıl Gezegen’e başarıyla iniş yapması, OSIRIS-Rex’in Bennu asteroidine ulaşması, Hayabusa 2 uydusunun Ryugu asteroidi üzerindeki çalışmaları ve SpaceX’in başını çektiği uydu-internet ateşlemeleri hız kesmeyen bir gelişim sürecinin de kapısını aralamış durumda.
Yakından takiğ ettiğimiz uzay çalışmaları hakkında ülkemizde büyük bir eksiklik hissediyoruz. Bu eksiklik, tanık olduğumuz gelişmelerde yapabileceklerimizi hayata geçirememiş olmak. Ben de bu konuda tartışmalar sürerken bir ekleme yapmak istiyorum.
Amacım, karıştırdığım arşiv bilgilerine göz atarak Bandırma Füze Kulübü’nü ayrıntılı bir şekilde ele almak.
Bir kıvılcımın güçlendiği yıllar
Gerçek adı ile “Füze Kültür Kulübü”, Bandırma Gönenç Lisesi’nde kuruldu. 1957 yılında lise öğrencileri Sputnik 1 uydusunun atıldığını öğrenince bu hevesli ekip bir araya gelerek uzay çalışmalarında harekete geçti. Kafa yordukları projeleri tartışırken aralarında belirledikleri ortak hedefi hep bir ağızdan söylerler: “Türkiye’nin yükselmesi için!”
Bandırma Şehit Gönenç Lisesinde bulunan öğrenciler Füze Kültür Kulübü’nü kurduktan sonra öğretmenleri ile birlikte çalışmalar başlar.
Ekip üyelerinden bir tanesi evlerindeki bir alanda çalışmaları hayata geçirebileceklerini söyler ve hummalı bir çalışma başlar. İlk soru: Roket nedir?
“Bir araştırmasını yapalım öğrenelim, yapabilecek miyiz görmüş oluruz” dedikten sonra herkes araştırmasını yapar. Ufak ufak roket yapmaya başlarlar. Bu roketleri aynı zamanda fırlatırlar fakat kimseden herhangi bir izin almazlar. (Tamamen amatör ruhla çalışan gençlerin izin alma süreçlerinden haberi yoktur).
Roketin denemesi Bandırma Livatya’da yapılır. Gün geçtikçe gelişen ekip roketlerin büyüklerini yapmaya kalkışırlar.
5 arkadaş çalışmalara başlar, o sırada Şehit Mehmet Gönenç Lisesi dönemin bir numaralı lisesidir. Bandırma halkının 25 kuruş para vermesi ile kurulmuştur.
Lisede havacılık kolu kurulur. Yavaş yavaş gençler meraklanmaya başlamışlardır. Uçaklar ile alakalı araştırmalar yapan ekip hem projeler yapar hem de roket çalışmalarına hız kesmeden devam eder. Hava üssünden bir ekip gelir ve çalışmaları öğrenir.
Hava üssünden bir ekip gelir ve bu ekibin neler yaptığını öğrenir. Füze Kültür Kulübüne yardımcı olmak isterler ve atılmış olan roket parçalarını tedarik etmeyi önerirler. Deneme çalışmaları gün geçtikçe devam eder ve ekip 1960 yılına kadar roket çalışmalarında büyük adımlar atar.
Kaymakamlıktan izin almadan MARMARA 1 adını taşıyan ilk esas roketi fırlatırlar. Artuğ Sayıner, roketin yüksek bir konuma kadar çıktığını ve sonrasında düştüğünü belirtir. Paraşüt sistemi tam çalışmadığı için düşüşünde bir daha kullanamamışlardır.
Yükselişin sona erişi
İlk roket ateşlemesinin ardından MARMARA 2 MARMARA3 ve MARMARA 4 inşa edilir. Bu sırada Hürriyet gazetesinin de ilgisini çekerler ve bu ekip ile yarışacak bir kişiyi çağırırlar. Kirkor Divarcı yarışmaya gelir ve roket yarışması yaparlar. Yarışmayı izlemeye Hava Üssü komutanı ve misafirleri de katılır.
Kirkor Divarcı misafir olduğu için ilk onun roketi rampaya yerleştirilir ve ateşlendikten sonra olduğu yerde kalır. Ardından öğrencilerin roketi ateşlenmek için yerleştirilir. Füze Kültür Kulübünün hazırlamış olduğu roket 5 km yükseliğe erişir ve beklenmedik bir sebepten dolayı düşer.
Livatya da bulunan bir zeytinlik bölgesine düşen roket 7 dönümlük bölgeyi küle çevirir. Bandırmalı halk en ufak bir şey talep etmez ve çalışmalarına devam etmeleri için destek verir. Zeytinliğin feda edildiği ateşleme çalışmaları daha da ileriye götürür. Zamanla Genel Kurmayın dikkatini çeker ve öğrencilere davet gönderilir.
Bandırma’da bulunan Kara kuvvetlerine ait alan öğrencilere tahsis edilir. Burada çalışmalarını isterler ve bu alanda büyük roketler yapılır. Meraklılar ve ziyaretçiler gelir. Daha büyük ve daha atılıma müsait roketler hazırlanır (Hazırlanan roketlerin menzili 15 kilometreye kadar çıkmaktadır).
Kara Kuvvetleri’nde çalışan ekip artık oradan ayrılması gerektiği haberini alır ve Hava Üssü lojmanların alt bölümlerinde çalışmalara devam ederler. Daha bilimsel ve daha araştırmacı ekipler gelir. Projeler de ayrıca devam eder.
Çalışmalar bir anda 1980 ihtilali ile kesilir, araştırmalar yasaklanır. Roket alımında ambargo konulur ve yapılacak çalışma devam etmez. Dernek aktif kalır ancak ilgi eskisi gibi görülmediği için HUZAD yavaş yavaş çöker. (Dernek hala açıktır).
Bugün derneğe ait küçük oda unutulmuş bir geçmişin sayısız belge ve fotoğraflarını taşıyan bir müze odası gibi kalmış durumda. Füze Kültür Kulübüne ve onlara sahip çıkan herkese sonsuz teşekkürler.
Ayrıca görseller için Seren Afşin ve Müfit Y. Gökmen’e teşekkür ederim.
Gelecek nesil için daha büyük başarılar elde edebilmesi dileğiyle…