Cumartesi, Kasım 23, 2024
More

    Üçüncü Dünya Savaşı’nı önleyen adam 77 yaşında öldü

    Hollywood’un en kıdemli aktörlerinden Matthew Broderick’in öne çıktığı ilk filmlerden biri, 1983 yılı yapımı ‘Savaş Oyunları’ (War Games) olmuştu. Filmde bir öğrenci ABD’nin nükleer silah sistemine sızmış ve bir savaş oyunu oynadığını sanarak ortalığı birbirine katmıştı. Filmin odak konusu ise nükleer kriz esnasında askerlerin nükleer kıyamete neden olacak tuşa basmayı reddetmesi ve bu görevin bilgisayarlara devredilmesiydi (Bir gün Skynet’in olacağı gibi mi?).

    Gözüme çarpan bir haberle yeni farkına vardığım şaşırtıcı bir durum, filmin çekildiği aynı sene dünyanın neredeyse aynı senaryo ile nükleer savaşa sürüklenmekten son anda kurtulmuş olması. Dünyanın sonunu engelleyen insan, Stanislav Petrov, 19 Mayıs 2017 tarihinde Moskova yakınındaki evinde sessiz sedasız hayata gözlerini yummuş.

    “Koltuğum sıcak bir tavaya dönüştü”

    Stanislav Petrov, 26 Eylül 1983’te Moskova yakınlarındaki bir askeri sığınakta nükleer radar sistemini denetlemekten görevli en üst düzey subaydı. Saatler gece yarısını biraz geçmişti ki radar sistemi ABD’den ateşlenen beş nükleer füzenin Rusya üzerine ilerlediğine işaret eden sirenle alarma geçti. Petrov, 2010 yılında Russia Today’e verdiği röportajda o anı şu sözlerle ifade etti:

    “Alarmı ilk duyduğumda koltuğumda doğruldum. Emrimdeki tüm askerler şaşkındı. Panik halini önlemek için onlara sakin olmaları için bağırdım. Vereceğim kararın birçok sonucu olacağını biliyordum… Siren ikinci defa duyuldu. Ana ekranda dev kırmızı harfler belirdi: BAŞLA. Mesajda, dört füzenin daha ateşlendiği yazıyordu.”

    O andan itibaren Kremlin’in kırmızı tuşa basıp basmamaya karar vermek için yarım saati vardı. Bu kararın verilmesini sağlayacak Petrov’un ise üstlerine durumu bildirmesi için 15 dakikası bulunuyordu.

    Petrov: “Rahat koltuğum bir anda yanmakta olan bir tavaya dönüştü, bacaklarım uyuştu. Kararı vermeye çalıştığım esnada düştüğüm durum buydu.”

    Petrov saatler gibi geçen saniyeler için mantığını kullandı ve füzelerin gerçekten ateşlenmesi olması halinde ABD ordusunun tüm güçleriyle harekete geçmiş olması gerekeceğini düşündü. Ancak bu söz konusu değildi. Sonuç olarak radar sisteminde bir hata olmalıydı. “Korktuğumu kabul ediyorum. Parmak uçlarımda yatan sorumluluğun farkındaydım.

    10 yıl gizli tutuldu

    Petrov haklıydı. ABD’nin kesin bir misilleme ile karşılaşacağını bildiği çılgınca bir saldırı yapması mantığa aykırıydı. Üstlerine sistemde hata olması gerektiğini ve nükleer silahların ateşlenmemesi gerektiğini iletti.

    Muhtemel bir kıyametin önlenmesinden sonra ortaya çıktı ki, Sovyet uyduları bulutlardan yansıyan güneş ışınlarını ABD’den ateşlenen füzeler sanmıştı. Petrov ise son derece katı Soyvet komutanlarından övgü değil azar işitti. Sebebi, durumu operasyon günlüğüne işlememesiydi. Nihayetinde sorumlular Petrov’un üstleri oldu ancak o da arada kaynadı. “Üstlerim suçlanmıştı ancak kimsenin doğru hareket etmediğini öne sürerek suçu herkesin üzerine yaydılar.”

    Soyvetler yaşanan krizi 10 yıl boyunca gizli tuttu. Hatta Petrov 1997’de ölen eşi bile öldüğünde kocasının başından geçenleri bilmiyordu. 1998’e gelindiğinde, Petrov’un üstlerinden Yuri Votintsev Alman Bild gazetesine 15 yıl öncesinde yaşanan Soğuk Savaş krizini anlattı.

    Petrov’a ilk ulaşan ve geçtiğimiz günlerde öldüğünü ortaya çıkaran Alman gazeteci Karl Schumacher, “Bu haberi duyduğumda yıldırım çarpmışa döndüm” ifadesini kullandı. Schumacher haberi okumasının ardından Rusya’ya uçarak dünyayı kurtaran adamı Moskova’nın kuzeydoğusundaki Fryazino kasabasında buldu. Ardından Petrov’u Almanya’nın Oberhausen kentine davet ederek dünyanın nasıl nükleer kıyametin eşiğinden döndüğünü anlatmasını istedi.

    “Sadece işimi yaptım”

    Stanislav Petrov, Almanya’da kaldığı süre içinde birçok gazete ve televizyona röportaj verdi. Gizli bir kahramanın farkına varan insanlık, teşekkür sunmak için birbiri ardına ödüller sunmaya başladı. En önemlilerinden biri, 2006 yılında Birlemiş Milletler’in (BM) merkezinin yer aldığı New York’ta verilen ödül oldu. 2012’de ise geçmişte Nelson Mandela, Dalai Lama ve Kofi Annan’a sunulan German Media Prize ile ödüllendirildi. 2013’te, ‘bir neslin hayatta kalmasını sağladığı için’ Dresden Barış Ödülü’ne layık görüldü.

    Son derece mütevazi birisi olan Petrov, bir anda tanınmasının ardından şu yorumu yapmıştı: İnsanlar bana televizyonda gördükleri haberlerde kahraman dendiğini anlatınca ilk önce şaşırdım. Kendimi hiçbir zaman kahraman olarak görmedim. Sadece işimi yapıyordum.”

    Bu haberi okuduktan sonra Kevin Costner’ın 2014 yılında Petrov’un hikayesine dayanan (ve yine yeni fark ettiğim) “Dünyayı Kurtaran Adam” (The Man Who Saved the World) filmini izlemek isteyebilirsiniz. Costner, teşekkür etmek için Petrov’a 500 dolar göndermiş.

    Petrov, 2013 yılında BBC’ye verdiği röportajda dünyanın o gece gerçekten şanslı olduğuna not düşmüştü: “Tesiste tek sivil eğitim almış olan asker bendim. Benim dışındaki herkes emirleri harfiyen uygulayan askerlerdi. Mesainin bana denk gelmesi çok iyi oldu.”

    Toprağın bol olsun Stanislav Petrov.

    Not: Benzer durumlar 1979 yılında Kuzey Amerika Uzay-Havacılık Savunma Komutanlığı (NORAD) ve 1983 yılındaki bir NATO tatbikatında da yaşanmış.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler