Robotik alanında yaşanan ve bazıları korkutucu birçok gelişmeye tanık olduğumuz günlerde, yapay zeka ve M2M (makineler arası iletişim) teknolojisinin yanı sıra, kişisel robotların da (personal robots) giderek öne çıkmaya başladığını görüyoruz.
Kişisel robotlar, Google’ın satmak istediği Boston Dynamics’in ürettiği insansı Atlas’a kıyasla robotik alanının geleceği için çok daha önemli bir yer tutuyor. İnsansı dev robotları bugün yapay zekanın insan formunda neler yapabileceğini sınamak için kullanıyoruz ama yakın gelecekte ne amaca hizmet edecekleri hakkında pek bir bilgimiz yok.
M2M bünyesinde çalışarak ekip işi sergileyen veya belli bir amaç altında fonksiyon gösteren robotlar ise robotik teknolojisinin gelişmesinde başrolde yer alıyor.
Yakın geçmişte dikkat çeken kişisel bir robot, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından geliştirilen Zipperbot olmuştu. Evlerin içinde gezinerek ortalığı toplamaya programlanan origami robotlara yapı olarak farklı olsa da, Zipperbot benzer bir fonksiyon için çalışıyor: Fermuar çekmek.
Projede yer alan Adam Whiton’a göre, robotlar bir gün gevşek bağlanmış bir kravatı tespit edebilecek. Kısaca, bugün hizmet vermeye uzak insansı robotlar, bir gün her ufak kusurumuzu tamamlayan hizmetkarlara dönüşebilir.
Ağır sanayinin Herkül böcekleri
Stanford Üniversitesi’nde geçtiğimiz yıldan bu yana fazlasıyla medyada yer bulan bir proje ise MicroTugs. Böceklerin tutunma özelliğini mekanik hareketin ortaya çıkardığı basınçla güçlenen yapıştırıcı ile tamamlayan MicroTugs, robotik alanındaki en etkileyici gelişmelerden birini temsil ediyor.
İlk olarak Nisan 2015’te görücüye çıkan MicroTugs, mikroskop ile inşa edilen birkaç milimetre büyüklüğündeki robotlardan oluşuyor. 9 ve 12gram ağırlığında olan iki robot, hünerlerini ilk olarak dikey ve yatay yüzeydeki çekme kuvvetleriyle sergilemişti.
12 gramlık mikro robot 40N ağırlık çekebilirken, 9 gramlık olan duvarda tırmanırken 10N ağırlık taşıyabiliyor. Dikenlere sahip olan robotlar, hareket esnasında dikenleri sırayla serbest bırakırken, diğerleri yüzeye tutunarak dengeyi koruyor. Kontrollü hareket ile taşınabilen cüsselerinin maksimum 2,000 katı ağırlığı çekebiliyorlar.
Otomobillerden sonra ne var?
12 gramlık robotun 20,4 kg ağırlığı çektiği deney, bir insanın yürürken bir mavi balinayı sürüklemesine eşdeğer.
9 gramlık robotun ise duvara tırmanırken 1 kg ağırlık taşıması, bir insanın gökdelene çıkarken sırtında fil taşımasına denk geliyor.
Stanford Üniversitesi mühendisleri, ilk etkileyici deneylerin ardından çok daha büyüğünü geçtiğimiz ay gerçekleştirdi. Toplam ağırlıkları 100 gram olan MicroTug’lar, ağırlığı neredeyse 1,8 ton bir otomobili çekti. Robotlar, işçi karıncaların çalışma düzenini örnek aldı.
MicroTug’lar yukarıda belirttiğimiz gibi tırtılları anımsatan bir yapıya sahip. Kontrollü yapıştırıcı özelliklerini tamamlayan özellik ise kertenkelelerin duvara tutunmasını sağlayan türden özel bir yapıştırıcı içermeleri.
Robotların toplu çalışma halindeki gücünü ortaya çıkarmak için programlayan mühendisler, yapılan birçok deneyin ardından istenen sonuca ulaştı.
Parmak ucu kadar robotların koca bir otomobili çekebilmesi gerçekten çok şaşırtıcı. Ancak teknoloji ileride ağzı açık bırakacak sahneler ortaya koyacak.
Yapay zekanın ekip çalışmasındaki hünerini temsil edecek M2M, fabrikalarda ve inşaat alanlarında boy göstermeye başlayacak. 2020 sonrasında tanık olacağımız yeni nesil vinçlerin yanı sıra, taşınabilir yapıları çeken robotik karınca orduları da ortaya çıkabilir.
Mega yapıların önünü açacak bu tür bir teknoloji, Skynet’in eline geçerse vay halimize.