Samsung, 29 Mart akşamı nihayet Galaxy S8 modelini tanıttı. Galaxy S8 ve Galaxy S8+ olarak varyasyonlarına ayrılan modeller silüet açısından Galaxy S7 ve S6 modellerine nazaran fazlasıyla değişiklik var. Galaxy S8 ile GS6 ve GS7 yan yana konulduğunda farklı olarak uygulanan tam 23 değişiklik gördük. Bu değişiklikler sadece görünüm açısından farklılıklar sağlamıyor, cihazın çalışmasını da epey değiştirecek gibi görünüyor.
Olumlu değişikliklerden bir tanesi, ekran eğimlerinin Galaxy S7 ve Note 7’deki kadar derin olmaması yönünde. Bu eğimler pilin çalışma performansını etkiliyordu ayrıca bu tasarımın da işlemciyi biraz daha fazla ısıttığına şahit olmuştuk. Olumlu olan bir diğer kısım ise fiziksel home tuşunun tamamen kaybolması, tıpkı bir önceki Galaxy S8 haberinde bahsettiğimiz gibi Apple’ın duyurduğu patente benzer bir “home tuşu” özelliği var. Üstelik daha önceki modellerden daha hızlı olsa da, Note 7’nin home tuşu hızının üzerine katamamış.
Varyasyonların arasında pil kapasitesi farkları var. Galaxy S8 standart modelde 3,000mAh, Galaxy S6+ olan modelin ise 3,500 mAh güç üreten bir pili var. Pil performansı açısından bazı çekinceler, en azından Galaxy S8 için geçerli. Zira şu yeni home tuşunun, Iris tarayıcının ve 4GB RAM’in en azından m3,200 mAh’lık bir batarya gücünü hak ettiğini düşünüyorum. Özellikle Iris Scan ve Home tuşunun yeni hali ve yazılım altyapısı hakikaten fazla pil çekiyor. Dün kanlı – canlı bir şekilde buna şahit olduk.
Ekran açısından 5.8″ ve 6.2″ rakamları verilmiş. Rakamlar teorik olarak doğru olsa da pratik de biraz daha fazla. Samsung, bu rakamları ekranın eğimli köşelerini hesaba katmadan ve ekrandaki eğimi hesaba katmadan veriyor. Genellikle Samsung’un tasarımcıları her tür cihazın ekranında ince bir iç kavis sağlayarak, ekranın kaplayacağı alanı artırmaya çalışıyor. Tam olarak mimarların, özellikle stadyum mimarilerinde kullandığı kavisli tribün sağlayarak daha fazla kapasiteye sahip stadyumlar inşa etmeleri mümkün. Gerek Samsung Curved TV’lerde gerek Samsung edge telefonlarda bunu görebiliyoruz. Bunun sonucunda inç olarak çok fazla rakamsal bir değişiklik olmasa da ppi rakamları ve gözün görebileceği alan konusunda farklılıklar var.
Samsung Galaxy S8 ile birlikte çalışan tüm yazılımlar, I/O’lar daha önce S varyasyonlarında karşılaşmadığımız teknolojiler. Yani, telefonu denerken, sanki bir oyunun demo sürümünü test ediyormuş gibi bir hisse kapıldım. Muhakkak bununla ilgili sıkıntılar, güncellemelerle birlikte kapatılacaktır.
Aksesuarlara puanımız 9
Aksesuarları hakikaten iyi. İlk başta daha önce “fiziksel bir ürün” olarak yazdığımız Bixby’den bahsedelim: Bixby, henüz Siri ve Cortana’nın hızını yakalayamamış olsa da; yeni nesil Galaxy S modellerinde, özellikle Note modelinde (eğer üretilecekse) daha iyi versiyonlarını görmeyi ümit ediyoruz. Keza, bu hızıyla başarı yakalayabilmesi pek de mümkün değil. Bixby’i sadece ‘kişisel asistan’ olarak değerlendirmek yanlış olur, Samsung yetkilileri, Bixby’den bol bo “Samsung’un yeni arayüz yazılımı” olarak bahsetti. Kamera, Rehber, Galeri, Mesajlar ve Ayarlar gibi birçok özellikle entegre edilebiliyor. Bu özelliğin yakın gelecekte daha fazla sayıda uygulama içerecek şekilde genişletilmesi planlanıyor.
Ne yapabilir?
“Voah” dedirtecek bir özellik şimdilik sunmasa da, böyle bir söyleme gebelik sağladığı bazı özellikler var. Mesela, programı açıp, “Dün çizdiğim şeyin ekran görüntüsünü al, Müfit’e gönder” dediğin zaman bunu yaklaşık 20-25 saniye içerisinde gerçekleştirebiliyor. Bu güzel, yakışıklı bir özellikti.
DeX: DeX, özellikle Continuum’un kısıtlı alanından kurtarabilecek bir aksesuar. PC’ye bağlanıp, Samsung Galaxy S8’i masaüstü PC’ye dönüştürüp bazı uygulamaları PC’de açabiliyor. Kesinlikle profesyonel çalışanlar gözönünde bulundurularak geliştirilen bir cihaz. Ayrıca Samsung’un yetkilileri gördü ve artırdı: “I/O teknolojilerimizi artıracağız.”
Galaxy S8 modellerinin fiyatları ise epey üzücü. 4 bin TL ile 4,600 TL arasında değişiklik gösteriyor.
