Mobil cihazlar ve sosyal medyanın ardından teknolojideki en büyük trendlerden biri haline gelen drone’lar, girişimci dünyasının yaratıcılığından en çok faydalanan ürünlerden biri. Günümüzde üretilen her drone, görüntü almak ve veri iletmek amacıyla kullanılabilirken, spesifik ve yan kullanım özellikleri de sunuyor. Uzmanları ve meraklıları için birçok iş ve sosyal yaşamda büyük bir pay kapmaya başlayan drone’lar, yakın zamanda birçok insanın hayatını kurtarmak için de kullanılacak.
ABD’de drone uçurma izni alan 500’den fazla şirket bulunuyor. ABD’nin yanı sıra birçok ülkede drone’lar devlet ve kurumlara bağlı olarak sosyal hayatta aktif rol almaya başlıyor. İnsan sağlığı ve arama-kurtarma alanında oynadığı rol dahil olmak üzere, drone’ların üstlendiği çeşitli rollere kısaca göz atalım:
Tarım arazilerini koruyacak
Avustralya merkezli Ninox Robotics, hükümetten aldığı izinle tarım arazilerinin denetim görevini üstlenecek. Avustralya Sivil Havacılık İdaresi ile birlikte çalışacak olan firma, tarım arazilerinin rutin kontrolünün yanı sıra yangınları tespit edecek ve hayvan sürülerini gözlemleyecek. Daha da önemlisi, tahıllara zararlı hayvan ve böcek sürülerinin tespitini drone’lar yapacak. Çiftçi ve kurumlara gerçek zamanlı veri iletimi yapacak drone’lar, 400 metreye kadar yükselebilecek. Saatte maksimum 120 kilometre hıza ulaşan Ninox drone’lar, havada 4 saat kalabiliyor.
Arazi kontrolü teknolojisinde öne çıkan bir diğer firma İsrail merkezli Bluebird Systems. Firmanın kanat genişliği 3 metreye ulaşan drone’ları, koyun sürüsü içinde gezinen iki köpeği biri termal iki kamerasıyla tespit edebiliyor.
Antik mezar hırsızlarını yakalayacak
Girişimcilerin yanı sıra, bilim insanları da drone teknolojisinin gelişmesini sağlıyor. En iyi örnek ise Ürdün’de antik mezarları araştıran arkeologlar. Projenin başında yer alan DePaul Üniversitesi’nden Morag Kersel, drone kullanmayı mezar hırsızlarının izlerini tespit etmek için düşünmüş. 10 bin antik mezar bulunduğu tahmin edilen Ölü Deniz civarında çok geniş arazileri yüksek çözünürlükte görüntüleyen drone’lar, hırsızların izlerini bulduğu gibi yeni mezarlara yol gösteriyor. Drone’lar, mezar hırsızlarını tespit etmenin yanı sıra Afrika’da birçok hayvan koruma projesinde de kullanılıyor.
Kopya çekenlerin kabusu olacak
Drone’ların üstün gözlem ve tarama yeteneğini sınamak için en ideal yerlerden birisi Çin. Her yıl 10 milyon öğrencinin üniversiteye girmek için birbiriyle yarıştığı Gaokao sınavı, insanları intihara sürükleyecek kadar zor. Doğal olarak birçok öğrenci telsizler ve kameralı gözlükler gibi numaralarla kopya çekmeye çalışıyor. Çinli yetkililer, öğrencilerin rahatsız olmaması için 500 metre yukarıdan uçacak drone’lar ile kopya çekmeye çalışanları yakalayacaklarını duyurdu. Not düşmemiz gereken kısım, binlerce öğrencinin bir arada katıldığı sınavın genelde açık alanda yapılması.
Hedefini 80 bin volt ile vuracak
Askeri alanda öne çıkan drone’ların sivil hayatta da güvenlik adına kullanması şaşırtıcı olmaz. Bu fikri benimseyen Texas’lı girişimci William Hurley, altı pervaneli bir ‘trafo’ üretti. CUPID adı verilen drone, 80 bin volt elektrikle hedefini vuran bir taser taşıyor. ABD’de polisin kullandığı 50 bin voltluk taser’lar ile karşılaştırıldığında, CUPID’in hedefini tek seferde fazlasıyla hareketsiz kılacağı söylenebilir. Drone’un bir diğer özelliği, silahını ateşlediği zaman 1,2 ila 1,5 metre menzildeki tüm elektronik cihazları yaydığı elektromanyetik dalgayla etkisiz hale getirmesi. Tam bir şok cihazı olan CUPID’in ileride güvenlik güçleri tarafından kullanılıp kullanılmayacağı henüz belirsiz.
Göze görünmeden kaçacak mini casus
Askeriye demişken orduların drone teknolojilerine ne kadar yatırım yaptığına değinmemize sanırım gerek yok. National Geographic’te yer alan veriye göre, sadece ABD ordusunun Mart 2013 itibariyle sahip olduğu drone sayısı 10,093. Doğal olarak drone’lara en çok yatırım yapan ülkenin yenilerini geliştirmesi kaçınılmaz. En yeni ve dikkat çekici örnek, temeli İngiliz ordusu tarafından atılan ve sonra ABD Özel Kuvvetleri’ne devredilen Black Hornet. 25 dakika havada kalabilen mini drone, açık alanda gözle görülmeyecek kadar hızlı ve bir o kadar sessiz. Afganistan’da düşman hatlarını gözlemlemek için kullanılmaya başlanacak Black Hornet, bir gün kafanızın üzerinden geçebilir.
Sahibi için drone avlayacak
Casusluk amaçlı kullanılacak Black Hornet gibi drone’ları etkisiz hale getirmek için geliştirilen ilk yöntem siber saldırı. Belli bir zaman ve uzmanlık gerektiren, aynı zamanda mesafeye dayalı olan bu yöntem çok da kullanışlı değil. Drone avlayacak silahlar için de menzil sorunu ortaya çıkarken, bir grup girişimci en iyi çözümü Rapere adını verdikleri drone ile buldu. Rapere’in çalışma prensibi çok basit: Hedeflediği drone’un yanına sokulacak ve pervanelerine taşıdığı ipi bırakacak. Hedef alınan drone, pervanelerinden biri devre dışı kalınca anında irtifa kaybederek kontrolden çıkacak. Rapere’nin ne zaman sunulacağı bilinmiyor ama fiyatı 1,000 dolardan aşağı olmayacak.
Ağaç dikmenin en hızlı yolu
İhtiyaçlar için kullanmanın ötesinde tarım arazisi açmak, altın aramak ve kaçak yapılarda kullanmak için her yıl 26 milyar tanesi kesilen ağaçlar, Dünya’yı ayakta tutan ekolojik sistemle beraber hızla yok oluyor. Bu duruma dur demek günlük dertlerini çözemeyen insanların değil ama drone’ların elinde. NASA’dan emekli Lauren Fletcher’ın başında yer aldığı BioCarbon Engineering, insanlığın yok ettiği ağaçları drone’lar ile geri getirmeyi planlıyor. Tohum taşıyacak drone’lar, ağaçlarını kaybetmiş arazilerde kullanılacak. Geleneksel yöntemlere oranla maliyeti en az yüzde 15 azaltacak olan drone’lar, dakikada 10 tane olmak üzere her yıl 1 milyar tohum serpecek.
Balığa giderken drone’unuzu unutmayın
İlk başta inanması zor ama 40 bin yıldır balık avlayan insanlığın işini kolaylaştırmak için drone teknolojisinden yararlanması son derece mantıklı. AquaDrone adı verilen dört pervaneli drone, özellikle açık denizlerde size çok yardımcı olacak bir balık avcısı. Su geçirmeyen kamera ve balık tespit eden sonar sistemine sahip olan drone, mobil cihazınıza kablosuz bağlantı üzerinden tespit ettiği balıkların konumunu gönderiyor. 120 metre menzilli drone, piyasaya çıkar çıkmaz muhtemelen balıkçıların ilk yatırımı olacak.
Akıntı ortasında kaldığınızda korkmayın
Tabii yakınlarda bir drone varsa. Drone teknolojisini en büyük fayda sağlayacağı alan kesinlikle sağlık ve arama kurtarma olacak. En çarpıcı örnek ise Temmuz ayı başında ABD’nin Maine eyaletindeki Mechanic Şelalesi’nde yaşandı. Rafting yaparken güçlü akıntı nedeniyle kayalara çarpan ve suların ortasında kalan 12 ve 18 yaşlarındaki iki genç, Çin üretimi DJI Phantom 3 kullanılarak kurtarıldı. Drone’ların çok amaçlı kullanımlara dair en iyi örnekte, itfaiyecilerden birinin kontrol ettiği drone’a gençlerin tutunacağı ip bağlandı. Drone’un ulaştırdığı ipe tutunan gençler akıntıdan geçerek sağ salim karaya bastı.
İlaç taşımacılığında yeni dönem
Dramatik örneklerle etkileyici başarılar gösteren drone’lar, bilindiği gibi uzun süredir taşımacılık alanında özelleştirilmeye çalışılıyor. Patlama noktasına gelen depolarının maliyetini drone’larla kısmak isteyen Amazon ABD Federal Havacılık İdaresi’nin (FAA) belirlediği kurallarla hayal kırıklığı yaşarken, NASA’dan ders alınması gereken bir proje geldi. Virginia Tech üniversite ile gerçekleştirilen projede, ABD’deki ilk yasal drone taşımacılığı yapıldı. Avustralyalı Flirtey firmasına ait drone, iki sefer yaptığı toplam 6 dakikalık uçuşta, Virginia eyaletindeki bir kliniğe 24 kutu ilaç taşıdı. Yüzlerce metre havadan güvenli bir şekilde hızlıca ulaştırılacak ilaçlar yakın gelecekte sayısız insanın hayatını kurtarabilir.
Drone’ların birkaç yılda ulaştığı kapasite, sahip oldukları potansiyeli vurgularken önemli bir detayın altını çiziyor. Drone dediğimiz cihaz bir oyuncak değil.
Not: Bu makalenin orijinali Turkcell Blog’da yayımlanmıştır.