Perşembe, Kasım 21, 2024
More

    Sinema sektöründe silah çılgınlığı nasıl başladı?

    Sudden Impact (Ani Vuruş) filminin efsaneye dönüştüğü an: Müfettiş “Dirty Harry” Callahan (Clint Eastwood) tanık olduğu soygunun ardından suçlulara ‘buradan çıkıp gitmenizi izlemeyeceğiz’ diyor. Şaşıran hırsız, ‘siz kimsiniz’ diye sorduktan sonra gelen cevap: “Smith ve Wesson… ve ben.” Dirty Harry, bu cevabın ardından sevgili silahıyla günü kurtarıyor.

    ABD Anayasası’nın ikinci maddesini (vatandaşların silahlanma hakkı) Eastwood gibi yorulmak bilmeden savunan birisiyle çok iyi uyum sağlayan bir sahne. Eastwood, zamanında yaptığı bir espride ‘çok sıkı bir silah kontrolü politikası olduğunu ve eğer etrafında bir silah varsa, kontrol etmek isteyeceğini söylemişti.

    Internet Movie Firearms Database verilerine göre, sinema sektörü silahlar ile giderek güçlenen bir ilişkiye sahip. 1995-2015 arasında çekilen filmlerde yer alan silah çeşidi, ortalama yüzde 11 artmış durumda. Araştırmaya göre, 13 yaş altı için ebeveyn izni gereken PG-13 fimlerde silah şiddeti 1985’ten bu yana üç kat artmış durumda. Öyle ki, PG-13 filmlerindeki şiddet son yıllarda R-rated (17 yaş altı için ebeveyn izni gerektiriyor) kategorisindeki yapımları bile geride bırakmış durumda.

    Filmlerdeki şiddet talebini tetikleyen ise aksiyon filmlere olan talep. 1930’lu yılların Amerikası’nda aksiyon fimleri sinema sektörünün sadece yüzde 4’ünü oluştururken, günümüzde bu oran yüzde 34’e çıkmış durumda. Peki ekranlarda beliren silahlar James Bond filminde görülen bir Heineken birası veya Aston Martin gibi satın alma isteğini tetikliyor mu?

    Clint Eastwood’un Smith&Wesson Model 29 ile ortaya koyduğu sahnenin ardından, Amerika’daki 44 Magnum tabancanın satışı arttığı gibi marka bilinirliği de yükseldi. 1990 tarihli Die Hard 2 (Zor Ölüm 2) filminde görülen Glock7, silah üreticisinin tanınırlığını ve satışlarını tırmanışa geçirdi. Aynı yılın sonunda, Amerika’nın dört bir yanında 300,000 adet Glock tabanca bulunuyordu. Filmin ardından pazarlama faaliyetlerini artıran Glock, Güney Amerika’da üçüncü bir büro açtı ve yeni G22 ile G23 modellerinin üretimine başladı.

    Silah sanayisi ve beyaz perdenin yakınlaşması

    Glock 17 ve Beretta 92fs modelleri sıkça ekranlarda yer alsa da, diğer modellere kıyasla düşük üretim seviyelerinde kaldı. Ya alıcılar hemen silah edinmek konusunda acele etmiyordu ya da üretici kısıtlı sayıda piyasaya sürerek ürüne sahip olma arzusunu tetiklemeyi amaçlıyordu.

    Adının açıklanmasını istemeyen eski bir teknik danışman ve dövüş sahnesi uzmanı, silah firmalarının belli filmlerle yakın ilişkiler kurabildiğini belirtti. Afganistan’da düzenlenen bir SEAL operasyonunu konu alan 2013 yapımlı Lone Survivor (Son Kalan) filminde, Beretta marka bir silahın yer alması için 250,000 dolar ödendiği iddia ediliyor. Uzmana göre, filmdeki tüm tabancalar, teklifin ardından değiştirildi. SEAL komandoları gerçek hayatta Sig Sauer p226 ve Kimber 1911 taşıyacaklarına, aktörler filmde Beretta 45 kalibrelik tabancalar taşıdı.

    Yine de bu tür anlaşmaların oldukça nadir olduğu düşünülüyor. Çünkü üreticiler modellerinin sponsorluk ihtiyacı olmadan filmlerde yer alacağını biliyor.

    1970-2015 yılları arasında filmlerde kullanılan silah çeşitlerinin bazıları. [Economist.com]
    1970-2015 yılları arasında filmlerde kullanılan silah çeşitlerinin bazıları. [Economist.com]

    Aktörlerin tepkisi belirleyici etken olabilir

    Filmlerde kullanılacak belirli silahları öneren, teslim alan ve modifiye eden kişiler ise teknisyenler. Yazar ve avukat Tom Diaz, bu kişilerin silah üreticileriyle temasa geçtiğini, kullanılacak silahların tamamen yasal ve güvenli olduğunu temin etmekten sorumlu olduklarını belirtti. Aynı zamanda, silahların doğru kullanıldığından emin olmak da teknisyenlere düşüyor.

    Teknisyenler (veya silah yapımcıları) Las Vegas’ta düzenlenen Shot Show gibi silah fuarlarına katılıyor ve yaratıcı yeni ihtiyaçları karşılayacak ve kolayca modifiye edilecek yeni modeller araştırıyorlar. Los Angeles’ta yaşayan silah yapımcısı Mike Tristano, bir film için çalışmaya başladıktan sonra senaryo için gereken silahların analizini yaptığını söylüyor. Haliyle, silah yapımcıları kendi tercihlerine göre de hareket ediyor.

    Senaryo yazarları, direktörler ve aktörler de bazen kullanılacak olan silahların seçiminde söz sahibi olabiliyor. Örneğin Clint Eastwood 1971-2002 yılları arasında 15 farklı Smith&Wesson kullandı. Steven Seagal Colt 1911’e sadık kalırken, Angelina Jolie Cisco 1911 tercih etti (Jesse James silah firması kısa süre önce kendisi ve eski eşi Brad Pitt için özel iki tabanca hazırlamıştı).

    Yukarıdaki mekanizmanın ters yönlüsü de mevcut. Aktör Liam Neeson, Fransa’da düzenlenen Charlie Hebdo saldırılarının ardından silah kontrolü çağrısı yapmış ve ABD’li silah üreticisi PARA USA Neeson’ın başrolünde yer aldığı hiçbir film için silah sağlamayacakları cevabını vermişti. PARA USA ekranlarda çok az ürünü beliren bir üretici olsa da, silahlardan uzak durma çağrısı önem taşıyor. Verdikleri karar, aktörlerin filmlerde ve sinema sektörünün genelinde silahlarla ilgili söz sahibi olabileceklerini gösteriyor.

    Matt Damon, Sigourney Weaver, George Clooney, Jodie Foster ve Sylvester Stallone gibi öne çıkan aktörlerin silah kontrolünü savunması sonucunda kamunun silahlardan kaçınmayı seçmesi sektör üzerinde önemli bir etki yaratabilir. Eğer film sanayisi üreticilerden pahalı ürün kullanım sözleşmeleri talep ederek bedava reklam yapmayı keserse, bu etki daha da artacaktır. Aksiyon filmleri ve kullanımı zorunlu silahlar tabii ki sinemada yer almayı sürdürecek. Yine de silah kontrolü yaşanan sivil zararı azaltabilir.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler