Western Illinois Üniversitesi’nden Thomas Hegna’nın başını çektiği ekip, New York eyaletinin fosil zengini Whetstone Gulf bölgesinde yaptıkları araştırmalarda yumurtalarını gövdesi içinde barındıran antik tribolit fosilleri buldu.
Ordovizyen döneminden (488.3-443.7 milyon yıl öncesi) kalan iki Triarthrus eatoni fosili, tribolit yumurtalarını gövdesinde barındıran ilk örnekleri temsil ediyor. Dr. Hegna, fosillerin bu sayede ‘yumurtaların kökenini açıkça ortaya koyduğunu’ söyledi.
Hegna, küre şeklindeki yumurtaların yaklaşık 200 μm (mikrometre) boyutunda olduğunu ve sefalon bölgesinde toplandıklarını belirtti.
Geology dergisinde yayımlanan araştırmada, küre şekilli yapılan mikrobiyal fosil olmak için çok büyük olduğu ve dış iskelet üzerindeki dağılımlarının bir epibiont (başka bir canlının yüzeyinde yaşayan organizma) için fazla karmaşık olduğu belirtildi. Sonuç olarak, yapıların yumurta olduğu belirlendi.
Bilim insanları, yumurtaların antik eklembacaklı tribolitin en erken büyüme safhasını temsil eden protaspise göre daha küçük olduğuna da dikkat çekti.
Kafadan yumurta
Araştırmacılar, bugüne kadar çok iyi korunmuş halde kalan tribolitleri ve yumurtalarını görüntülemek için CT tarayıcısı (bilgisayarlı tomografi) kullandı. Dr. Hegna, bu sayede ‘fosilleri dijital olarak dilimlediklerini’ söyledi.
Dr. Hegnan yumurtaların 3 ve 9’lu kümeler halinde bulunduğunu belirtirken, sayının az olduğunu belirterek bazılarının fosil katmanlarında saklı olabileceğini söyledi. Dr. Hegnan, yumurtaların fosillerin kafa kısmında bulunmasının olağandışı görünebileceğini ancak eklembacaklılarda bilinen bir özellik olduğunu not düştü.
Yumurtaların geçmişte rastlanan tribolitlerin protaspis safhasından daha küçük olmaları, bu eklembacaklıların gelişim süreçlerinde (ontogeni) farklı basamaklar olabileceğini öne sürdü. Dr. Hegna, protaspis kabuğunun sadece yumurtadan çıktıktan sonra oluşuyor olabileceğini belirtti.
Tribolitlerin sperm ve yumurtalarını kafalarındaki henüz bilinmeyen bir noktadan bıraktığı düşünülüyor. Eğer Triarthrus eatoni daha iyi incelenebilirse, diğer tribolitler ile bugün en yakın akrabası olarak kalan atnalı yengeci gibi canlıların biyoloji hakkında birçok bilgi elde edilebilir. Özellikle, antik zamanlardaki eklembacaklıların üremesi ve gelişim süreci hakkında halen birçok eksik bulunuyor.