Çin’de inşa edilen 500 metre çapındaki FAST teleskobu, Dünya dışı akıllı medeniyetlerin sinyalini yakalamak adına en büyük ümidimiz. Çinliler bu konuda oldukça iddialı olsa da, iki gökbilimci çoktan uzaylıları bulduklarını iddia ediyor.
Quebec’in Laval Üniversitesi’nden Ermanno Borra, 2012’de uzaylı medeniyetlerin iletişim için lazer kullanıyor olabileceğini belirtti. Eğer bir lazer Dünya’ya sık tekrarlanan flaş gibi tutulursa, yıldızlarının spektrumunda gizli parlamalar görebilirdik. Bu parlamalar son derece sönük ve bir o kadar hızlı belireceği için matematiksel analizleri mümkün olmazdı.
Borra, bu tür bir sinyali oluşturmak için olağanüstü bir enerji gerekmediğini savunuyor. Tersine, Borra benzer bir sinyalin Lawrance Livermore Ulusal Labratuvarı’ndaki Helios lazeri ile oluşturabileceğini düşünüyor. Kısaca, ESA’nın bir süre önce uzaya gönderdiği sinyalleri farklı bir şekilde iletme şansımız da olabilir.
Uzaylılar bu yöntemi kullanmış olabilir
Borra’nın öne sürdüğü yöntem henüz Dünyalılar tarafından kullanılmamış olsa da, belki uzaylıların aklına gelmiştir?
İşte kendisine bunu soran Borra’nın öğrencisi Eric Trottier, Sloan Digital Sky Survey projesi kapsamında arşivlenen 2,5 milyon yıldızı gözden geçirdi. Analiz sonucunda, Borra’nın bahsettiği bir sinyal gönderme ihtimali olan 234 yıldız tespit etti.
234 yıldızın her biri Güneş ile aynı spektral sınıfta yer alıyor. Borra, bu bulgunun uzaylı medeniyet ihtimalini güçlendirdiğine inanıyor. Borra, “Duygusal değil bilimsel bir yaklaşım izledik. Ancak şu an sezgisel olarak duygularım öne çıkıyor ve bu izlerin E.T sinyali olduğuna inanıyorum” ifadesini kullandı.
Muhtemel sinyallerin kaynağı inceleniyor
Her ne kadar Borra yaptıkları tespitten fazlasıyla emin olsa da, gökbilimciler bilimin doğası gereği hemen bir sonuca varmanın yanlış olacağını savunuyor.
Missouri State Üniversitesi’nden Peter Plavchan, “Hiçbir doğal ihtimali hesaba katmayarak doğrudan doğa üstü sonuçlara atlıyorlar… Bence bir sonuca varmak için çok erken” yorumunda bulundu.
SETI Araştırma Merkezi’nin direktörü Andre Siemion ise “Muhtemelen gözlemlenebilir astrofizikte Dünya dışı akıllı varlıkların keşfinden daha cesaret gerektiren bir keşif daha olamaz” ifadesini kullandı. Siemion, “Bu son derece önemli ve birçoklarımızın bu sorunun cevabını bulmak için hayatını adamasının sebebi. Ancak bilinen tüm araştırma yöntemlerini kullanmadan bu tür bir konuda hemen sonuca atlayamazsınız” dedi.
Uzaylıları aramakta sorun yok ama ödevinizi iyi yapmalısınız.
Siemion ve meslektaşları, başında oldukları Breakthrough Listen Initiative ile mevcut tüm yöntemleri kullanarak kesin delile ulaşmak istiyor. Bu amaç altında, Borra’nın 234 gezegeninden bazıları California, Lick Gözlemevi’ndeki Otonom Gezegen Kaşifi teleskobu ile gözlemlenecek.
Borra, astronomi dünyasından gelen ilginin kendisinin memnun ettiğini belirterek, ‘sinyal o kadar tuhaf ki birçok çalışma ile varlığı doğrulanmalı’ dedi. Böylece meslektaşlarının görüşlerini de savunmuş oldu.
‘İnsan hatası ihtimali yüksek’
Breakthrough Listen ekibi, maalesef ilk gözlemlerde Borra’nın heyecanını yaşama şansı bulamadı. SETI gözlemleri ‘Rio ölçeğinde‘ sinyallerin E.T’ye işaret etme ihtimali 0 ile 1 arasında (önemsiz) değerlendirildi. Dünya dışı varlıklara ait izlerin önemini temsil eden Rio Ölçeği, 0-10 arasında değerleme yapıyor.
Siemion, Borra ve Trottier’in tespit ettiği spektral izlerin kalibrasyon hatası veya veri analizindeki eksiklerden kaynaklandığını düşünüyor. Plavchan, Siemion’a bu konuda katılıyor.
Plavchan, Borra ve ekibinin bilimsel bir savda bulunurken kırmızı bayrağı hak eden bir hata yaptıklarını ve ‘veri analizindeki basamakların sonucu nasıl etkileyeceğini düşünmeden uyguladıklarını’ söyledi.
Plavchan, sinyallerin insan hatasından kaynaklanan yanlış bulgular olduğuna inanıyor. “Bir sinyal araştırmak kötü değil. Sadece ödevlerini iyi yapmamışlar” diyor.
Bana kalırsa, ben de bir sinyal yakaladığımı düşünsem, E.T’yi ilk bulan kişi olabileceğim hayaliyle ‘biraz’ heyecan yapardım.