Astronomlar 2018’de fazlasıyla meşguldü. Yakınlarımızdaki bir “kar topuna” ait veriler elde ettiler, ilk “bebek” dış gezegenin görüntüsünü elde ettiler, ilk dış uydu adayının da izlerini buldular. Dış gezegen keşfinin giderek artacağı 2019 öncesinde arşivlerimize neler eklendi bir bakalım:
Donuk bir komşu
Yılın ilk ilginç tespitlerinden biri, Dünya’ya en yakın yıldızlar arasında yer alan Barnard’ın yörüngesinde yapıldı. Muhtemelen süper-Dünya boyutlarında olan donmuş dünyaya, Barnard’s Star b adı verildi. Dünya’nın 3,2 katı kütleye sahip olan donmuş gezegende bir yıl 233 Dünya gününe eşit. Barnard’s Star b geniş bir yörüngeye sahip olduğu gibi yıldızının ışınlarını çok az yansıtıyor. Bu yüzden tespit edilebilmesi için tam yedi gözlem cihazının kullanılması gerekti. Gezegendeki yüzey sıcaklığının -170 civarında olduğu tahmin ediliyor.
Barnard’s Star b Dünyamıza en yakın dış gezegen değil. Varlığı kesinleştirilen en yakın dış gezgen 4.2 ışık yılı ötede, Proxima Centauri’nin yörüngesinde yer alan Proxima b. Proxima Centauri ve çift yıldız sistemi Alpha Centauri’nin ardından, Barnard’s Star Dünya’ya en yakın yıldız olma özelliğini taşıyor. Gökbilimciler yaklaşık 10,000 yıl sonra Barnard’ın Dünya’ya Alpha Centauri’den daha yakın olacağına inanıyor.
Bebek gezegen görüntüsü
Avrupa Güney Gözlemevi’nin (ESO) Çok Büyük Teleskobu’nu (VLT) kullanan gökbilimciler, 2018’de bir ilke imza atarak etrafını saran toz ve materyal diskinden oluşma safhasındaki bir bebek dış gezegenin görüntüsünü elde etti. Dev bir gezegen halini alacağı düşünülen (aslında çoktan alan) gezegen PDS 70 adı verilen bir cüce yıldızın yörüngesinde yer alıyor. PDS 70, Dünya’dan 370 ışık yılı ötede ve henüz 5,4 milyon yıl yaşında. Yörüngesinde oluşmakta olan gaz devi ise daha şimdiden Jüpiter’in üç katı boyuta ulaşmış durumda. Yıldızına olan mesafesi Güneş-Uranüs kadar olan bebek gezegen, oluşum süresindeki kaos nedeniyle 1,800 derece sıcaklığa sahip.
Buharlaşan gezegen
NASA’nın Kepler’in görevini devralan yeni dış gezegen avcısı TESS’in ilk avı, muhtemelen yıldızının ısısı nedeniyle buharlaşmakta olan bir süper-Dünya. TESS, yıldızların parlaklığında belli aralıklarla yaşanan azalmaları tespit ederek yörüngelerindeki gezegenleri ortaya çıkarıyor. Buharlaşmakta olduğu düşünülen gezegen, Dünya’dan 59,5 milyon ışık yılı mesafede yer alan Pi Mensae (katalog adı HD 39391).
Pi Mensae yıldız sisteminde tespit edilen ilk gezegen Jüpiter’İn 10 katı kütleye sahip olan Pi Mensae b olmuştu. Gaz devinin sahip olduğu bozuk yörünge, yıldızından Güneş-Dünya mesafesinin üç katı kadar uzaklaşmasını sağlıyor. Onun kadar şanslı olmayan yeni gezezen Pi Mensae c ise yıldızına Güneş-Dünya mesafesinin sadece 0,07 katı kadar uzak. Farklı bir deyişle, Güneş-Merkür mesafesinin sadece 50’de biri kadar bir uzaklıktan bahsediyoruz. Haliyle, çapı Dünya’nın 2,14 katı; kütlesi ise 4,82 katı olan süper-Dünya maruz kaldığı yoğun radyasyon nedeniyle buharlaşıyor. Dünya gibi kayalık bir gezegen olduğu tahmin edilen Pi Mensae c, buharlaşmasına rağmen su bulundurabilecek bir kütleye sahip. Üzerinde yaşamayı başaran organizmalar varsa, tebrik etmek gerek.
Kozmik top güllesi
K2-229 b adını taşıyan metal ağırlıklı Merkür benzeri dış gezegen, Dünya’dan ucu ucuna büyük. Dünya, Venüs ve Mars gibi gezegenler kütlelerinin üçte birini oluşturan metal çekirdeklere sahip iken, Merkür ve K2-229 b kütlelerinin üçte ikisini oluşturan aşırı boyutlu metal çekirdekler saklıyorlar. Gökyüzü taramaları, metal gezegenin Dünya’dan 339 ışık yılı mesafede yer alan, Güneş’ten az daha küçük ve soğuk bir yıldızın yörüngesinde bulunduğunu belirledi.
K2-229 b ile yıldızı arasındaki mesafe, Güneş-Dünya mesafesinin 1/100’i kadar. Bu yüzden gündüzleri gezegenin yüzey sıcaklığı 3,737 dereceye kadar yükseliyor (Güneş’ten daha uzak kalan Merkür’de ise maksimum sıcaklık 427 derece oluyor). K2-229 b, yıldızı ile arasında oluşan çekim kuvvetlerinin neden olduğu titreşimler ile tespit edilmişti. Gökbilimciler ateş gibi yanan metal gezegen hakkında daha fazla bilgi ederek kayalık gezegenlerin nasıl kozmik top güllesine dönüştüğünü anlamak istiyor.
Çok uzaklardan bir akraba
2018’in en şaşırtıcı “toplu keşfi” uzaklardaki bir galakside yaklaşık 2,000 gezegenin izlerini bize ulaştırdı. Dev gök cisimlerinin etrafında bükülen ışınların Dünya’ya ulaşmasıyla elde edilen görüntüler, uzaklardaki galakside Ay ile Jüpiter arasında kalan bir mesafede sayısız dış gezegenin bulunduğuna işaret etti.
Yukarıda bahsettiğimiz gözlemin kütleçekim mercekleme olduğunu anlamışsınızdır. Söz konusu keşifte, Dünya’dan 3,8 milyar ışık yılı mesafede yer alan ve merkezinde parlak bir kuasar bulunan galaksi, önünde kalan bir diğer galaksinin etrafında belirdi. Yani arka planda kalan galaksinin görüntüsü, ışınları büken öndeki galaksinin etrafında dört kopya halinde belirdi. Gökbilimciler sadece galaksiyi görmekle kalmadı ve ilk kez Samanyolu’nun dışında kalan dış gezegenlere ait izler bulundu.
Spock’un evi
Uzay Yolu’nun en sevilen karakterlerinden Spock’un evi Vulcan’ın gerçek versiyonu, Dünya’dan 16 ışık yılı mesafede yer alıyor olabilir. 40 Eridani (aynı zamanda HD 26965) olarak da bilinen yıldızın yörüngesinde tespit edilen gezegen, Dünya’nın yaklaşık 2 katı boyuta sahip. Yıldızı etrafındaki bir dönüşünü sadece 42 günde tamamlayan gezegenin yakın gelecekte sahip olduğu tüm suyu kaybetmesi muhtemel.
Geceleri teleskoplara beliren 40 Eridani, Güneş’ten biraz daha küçük ve soğuk bir yıldız. Gece gökyüzünde turuncuya kaçan bir renkte beliren yıldız neredeyse Güneş’le aynı yaşta. En ilginci, 40 Eridani sistemini iki diğer yıldızla daha paylaşıyor, yani bir üçlü yıldız sisteminde yer alıyor. Kısaca 40 Eridani A’ya gitme şansı olsaydık üç yıldızlı bir manzaramız olurdu.
Büyük kardeşler
Dünya’dan 500 ışık yılı mesafedeki genç yıldız Cl Tau’nun yörüngesinde dört gaz devi yer alıyor. Cl Tau, sadece iki milyon yıl yaşında iken, yörüngesinde yer alan Cl Tau b adlı gezegen Jüpiter’in tam 10 katı kütleye sahip. Yıldızının etrafında bir turu sadece 9 günde tamamlayan bu devin ardından, Şili’de yer alan ALMA teleskobunun ortaya çıkardığı üç yeni dış gezegen daha var. Bir tanesi Jüpiter, ikisi Satürn kütlesinde. Dört gezegenin arasında ise oluştukları materyal disklerinin belirlediği oldukça geniş boşluklar var.
Cl Tau, yörüngesinde dört gaz devi tespit edilen en genç yıldızı temsil ediyor. Gezegenlerin yörüngeleri de şaşırtıcı derecede geniş. En uzaktaki gezegen, yıldızına en yakın olan gezegenden 1,000 kat daha uzakta kalıyor. Ortaya çıkan sorular, nasıl bu kadar kısa zamanda dört dev gezegenin oluşabildiği ve en içteki Cl Tau b’nin diğer üçü tarafından iç kısımlara itilip itilmediği.
İlk dış uydu mu?
2018 ilk dış uydu adayının izlerini buldu. Ancak Ay veya Titan gibi gibi alışılmış boyutlara sahip uydulara kıyasla, Neptün boyutlarında bir dış uydudan bahsediyoruz. Yörüngesinde yer aldığı gezegen ise Jüpiter boyutlarında! Kepler-1625b adı verilen dış uydu adayı, geçiş yöntemi kullanılarak (gezegenlerin yıldızının önünden geçerken iz bırakması) tespit edildi. Hubble Uzay Teleskobu ile doğrulanan keşif, aynı zamanda gök cisimlerinin arasındaki çekim kuvvetlerinin etkileşimini ve yıldızın parlaklığındaki azalmayı da tespit etti.
Astronomların aklını karıştıran birçok soru var. Karşımızdaki bir ikili gezegen sistemi olabilir mi? Benzeri bugüne dek görülmemiş sistem, astronomlara göre nasıl tanımlayacağınıza göre değişir. Normal boyutlardaki uyduların, yörüngelerinde yer aldığı gezegenin kütlesinin %1,5’uğunu temsil ediyor. Ay için bu oran yüzde 1,2. İlk dış uydu adayı ise yörüngesindeki gezegenden 3 milyon kilometre mesafede yer alıyor (Dünya-Ay mesafesinin sekiz katı). Muhtemelen gaz devi olan dış uydu, Kepler-1625b’nin semalarında Ay’ın iki katı büyüklükte beliriyor.